28 Aralık 2010 Salı

Hayat Boş

Bazen öyle haberler alırsınız ki, insanların ne yaptıkları, yapmaya çalıştıklarını anlamaya çalışırsınız.Bakıyorum birileri dizilerle ilgili çok ilginçmiş gibi yorumlar yapıyor, haftalardır yumurta atmış, atmamış yazıp duruyorlar.Bunlarla nerelere varacaklarını falan merak ediyorum.Farkındayım saçmalıyorum belki de, ama işte bazen böyle.Ama böyle zamanlarda anlıyorum aslında tamamen saçmalamadığımı.Ne yaptığımı bilmiyorum.Ne yazsam da boş olacak.İnsanların hayatları önemli, yaşam"a"ları önemli.Evet, ilk kez böyle yazıyorum, mutsuzum.

18 Aralık 2010 Cumartesi

Kayserispor 2-0 Bucaspor


Ntvspor.net ten alıntıdır.

Benim için biraz daha özel bir maç oldu.Saat 13:47 (Maç 14:00 da başladı) iken Ligtv'yi açtığımda ekrandakiler beni futbolsever olarak rahatsız etti.Bilet fiyatları kale arkası 5, maraton 10 TL iken tribünleri bomboş gördüm.Anlık kararla maça gitmeye karar verdim.Maçın 4.dk sında tribündeydim.

İlk yarısı tatsız bir maçtı.Ben maraton, batı alt tribünündeydim.Bu tribünün ismi Londra tribünü olarak değiştirilmeli.Tiyatro izler gibi maçı izledikleri yetmezmiş gibi en ufak hatada futbolculara kenardan bağırmakta ustalar.
2 takım aslında birer oyuncuya bağlıydı.Buca ileride Manucho'nun yeteneklerine bağlıyken Kayseri'de bunun karşılığı Andre Moritz'di.Şota oyuncu değişiklikleriyle maçı kopardı diyebiliriz.Haftalardır ne yaptığı belli olmayan Mehmet Eren'in yerine Ömer Şişmanoğlu değişikliği hücumda alternatifleri artırdı.Mehmet Eren oyundan çıkarken kendisinin çıkacağına inanamadı."Ben mi?" diye işaret ediyordu kenara.Kayserispor için zor olan bu maçta belki takımını yalnız bırakmak istemiyor, kaptanlığını yaptığı takımın bu zor gününde destek olmak istiyordu ama iyi oynamıyordu.Önde katkı sağlayamayan Abdülkadir'i oyundan alıp, yerine daha hareketli Ömer geçti, oyuna girense Semih'di.O da hızlı, çabuk, teknik ve hırslı bir oyuncu.Sol kanat böylece daha aktif oldu.2.yarıda iyice oyundan düşen Ali Bilgin'in yerine ise ortasahada yardımlaşmayı en üst seviyede yapabilen, pas trafiğini rahatlatan Furkan Özçal girdi.Böylece takım sağda da Andre Moritz'in iyi oyunuyla oyun hakimiyetini eline geçirdi.Daha sonra goller geldi.

Ömer Şişmanoğlu zeki, kendini boşa çıkartmasını iyi bilen bir futbolcu.İlk golden sonra bir pozisyonda Moritz'le aralarında bişeyler oldu.Birbirlerine kızdılar.Bundan yaklaşık 2 dk. sonra serbest vuruşta Morizt'in ortasını kafayla gol yapan Ömer, golden sonra Moritz'e koşarak bir yerde hakkını verdi.

Maçın adamı Moritz'di benim için.Şota'nın oyuncu değişiklikleri yerindeydi.Yine defansta Serdar Kesimal maçın iyilerindendi.

Karar veremediğim şu;ben bu maça neden gittim?Kayserispor'u sevdiğimden mi, Kayserispor'a (taraftar yüzünden) acıdığımdan mı yoksa futbolu sevdiğimden mi?Ama sonuçta Kayserispor'un galibiyeti beni çok mutlu etti...

Not:Bu yazı kayserispor.org ve kayserispor.com da yayınlandı.
http://www.kayserispor.org/kayserispor-bucaspor-mac-yorumu-mustafa-kabakci.html

17 Aralık 2010 Cuma

Aklımda Bir Takım Var?

5 büyük ligde atılan gollerin sayısına baktım.Fransa ve İngiltere'de 17., Almanya ve İtalya'da 16. ve İspanya'da 15. hafta maçları oynanmış.Toplam 98 takım.SSL'yi de katarsak totalde 116 takım.Atılan gollere bakarsak, 1.Barcelona 46, 2 ve 3.Fenerbahçe ve B.Dortmund 39 4.Real Madrid 38 gol...

Atılan gollerin dağılımı önemli; Alex 11, Niang 9, Semih 7, Lugano ve Emre 3'er, Gökhan Gönül 2, Santos, Topuz ve Stoch'un da 1'er golü bulunuyor.
Asistler; Niang 6, Alex, Gökhan ve Topuz 5'er, Semih 4, Stoch 3, Okan, Caner ve Dia 2'şer, Emre ve Cristian'ın 1'er asisti bulunuyor.

Goller ve asistlere katkıda bulunanların isimleri de çok benzer.İleride oynayan Alex, Niang ve Semih'in toplamda 27 golü bulunuyor.SSL'de bu sayıyı geçebilen 2 takım var;Trabzonspor ve 28 golle Karabükspor.

Atılan gollerin sadece 5 tanesi(Gökhan 2, Santos, Topuz ve Stoch 1'er) kanatlarda oynayan futbolculardan gelmiş.Bu da Fenerbahçe'de kanatların işlemediğinin apaçık göstergesi.

Bu şartlara bakıldığında ileride 27 gollük avantajı kullanmak gerektiği öngörülebilir.Genel taktik olan 4-4-2 de kanatlarda oynayan futbolcuların savunmaya yardım etmemesinden yakınılıyor.Zaten ofansif anlamda da çok katkıları bulunmadığını düşünürsek 3'lü bir ortasahayla oynamak sanki biraz cazip geliyor.

4-3-1-2.Alex ve 2 forvet.Şimdi de Alex koşmuyorcular üşüşür başımıza.Alex zaten bu yıl bir başka oynuyor.Onu geçin.Zaten eskiden Alex+2 forvet oynamış Fenerbahçe.Mesela Schalke maçı, ileride Alex, Anelka ve Nobre, ortada Selçuk, Aurelio ve Appiah'la çıkmış.Benzer şekilde ortada Cristian, Selçuk'tan biri ve Emre ve Topuz ya da Gökay kullanılabilir.İlerleyen dakikalarda Aykut'un alışkanlığı olan Alex değişikliğiyle 4-3-3 ü de rahatlıkla uygulayabilir.

Yine Rıdvan Dilmen'in klasikleşen cümlesinde söylediği gibi "futbol matematik değil".Ancak 27 sayısı da az bir sayı değil.Benimki sadece bir görüş...

5 Aralık 2010 Pazar

Alex'in Kariyerinin En İyi 2 Golü

İlki Fenerbahçe kariyerinin en iyi golü.05.08.2006 tarihli maçta Alex,Erciyesspor savunmasını ve kaleci Fadhel'i fena donduruyor.Bu gol Alex'e göre Fenerbahçe kariyerinin en iyi golü.



İkincisi ise Palmeiras formasıyla Sao Paola'ya attığı tarifsiz gol.Bu gol Alex'e göre kariyerinin en iyi golü.Sadece yeteneğin yetmeyeceği gol...



Teşekkürler Alexsandro de Souza...

11 Kasım 2010 Perşembe

Kayseri'de Tribün İçin Şartlar ve Kayserispor Taraftarı


Kayseri'de yaşayan biri olarak şartları ve taraftarı anlatmaya çalışacağım.
Kayserispor son 5-6 sezonda ligin en başarılı Anadolu takımlarından biri olarak göze çarpıyor.Kayseri'nin Trabzon, Bursa ve Sivas'tan farkı sürekliliğinin olmasıydı 2005-2006 sezonundan beri.2005'ten beri Kayseri deplasmanı Anadolu'nun en zor deplasmanı olmuştur hiç kuşkusuz.

Kayserispor Türkiye'nin en iyi ilk 3 stadyumundan biri, Kadir Has'a sahip.Ulaşım yönüyle çok rahat.Kayseri merkezde bulunduğunuz herhangi biryerden sadece 1 biletle stada ulaşmak mümkün.Maç günleri Kayseri Meydanından Kadir Has Stadına özel tramvaylar mevcut ve tabi ki bu tramvaylar stadın hemen yanından geçiyor.

Bilet fiyatlarına gelecek olursak, bu yıl fiyatlar sabit Kayseri'de geçen yıl olduğu gibi.Kale arkası 10 TL, Maraton 20 TL.Bu fiyatlara 3 büyüklerin maçları dahil değil.Erciyesspor maçları ise maç ve tribün seçmeksizin 5 TL.2 yıldır sadece geçen yıl sezonun ilk yarısındaki Bursaspor maçında bilet fiyatları 1-2 TL olmuş ve stada ulaşım tamamen ücretsiz hale gelmiştir.

Peki bütün şartlar bu kadar uygunken Kayserispor seyircisi, daha doğrusu Kayseri halkı neden maça gitmez?Bu sorunun yanıtı aslında çok uzun.Size yüzlerce sebep sayabilirim.

Bunlardan benim için en önemlisi Kayserispor-Erciyesspor arasındaki isim değişikliğidir.Dünyada belki de tektir, bir takımın aynı seviyedeki ligden 2 kez üst-üste bir üst lige çıkması.Erciyesspor...2003-2004 sezonunda 2.Lig'den Süper Lig'e çıkan Erciyes, Kayseri ile isim değişikliğine gidiyor.O yıl 2. ligde kalan Kayseri'nin yerini alan Erciyesspor 2004-2005 sezonunda tekrar Süper Lig'e çıkıyor.İsim değişikliğinden önce taraftarın desteklemek istediği başarısıyla Erciyesspor oluyor tabi ki.Zaten sempati kazanan Erciyes, isim değişikliğinden sonra ezilenin hakkı kontenjanından sempatikliğini 2'ye katlıyor.Renklerin sarı-lacivertten sarı-kırmızıya dönüşmesi apayrı trajedi.Böylelikle Kayseri'de yaşayan Fenerbahçeliler iyice Erciyes sempatizanı oluyor, Kayseri'den soyutlanıyor.Üstüne bir de Erciyes'in renk değişikliği gelince artık Kayseri'de futbol sanayileşiyor, doğasını yitiriyor, az sayıdaki taraftarını bezdiriyor.

Kabul eder yada etmezsiniz, bir Anadolu takımının renginin 3 büyüklerden birinin rengi olması, o takım taraftarını etkiliyor.Hele de takımın her yeriyle oyuncak gibi oynarsanız.Çok tanıdığım var mesela, 'renkleri sarı-kırmızı olmasın bırakırım Fenerbahçe'yi, tutarım mis gibi takımımız var.' diyen.Belki bunlar çoğunluğun içinde küçük bir kısım ama emin olun şuan ki taraftar gruplarından fazlasını oluşturacak çoğunluktalar.

Kayseri'de Kayserispor'u tutanlardan bazıları ki bunlar tuttuklarını sananlardır, ilginç olaylar yaşamama sebep oluyorlar.Mesela, bir gün caddede arkadaşımla gezinirken ona neden Kayserispor'un sevilmediğini anlatıyordum.Ordan bir kulak misafiri hemen bana döndü ve 'Sen hangi takımlısın ki?'dedi.Ona Fenerbahçeli olduğumu söyledim.Yanıtı ise yazıklar olsun idi.Baktım genç, sağlıklı biri bu yıl Kayserispor'un kaç maçına gittiğini sordum.Aldığım yanıtsa henüz 2010'da gitmediğiydi.Bu olay da bu yıl Kayseri-Fenerbahçe maçında 1 gün öncesiydi.'Henüz' gitmemesine şaşırmadım, çünkü Kayseri'de taraftarlık bu.Sadece 'tutuyorum' dersin, olur-biter.Maça gitmek, lisanslı ürününü almak ise boş işlerdir.Taraftarın genel kimliği bu olunca boş tribünleri daha çok anlar hale geliyorsunuz.Ben Fenerbahçeli halimle 2 yıl önce Kayserispor kombinesi olan, geçen yıl ise yaklaşık 15 maçına gitmiş biriyim...

Kulüp-Taraftar Grupları ilişkisine gelmek gerekirse, kulübün taraftar gruplarının neredeyse hiçbiriyle arası iyi değil.Eskiden sadece 'Çılgınlar 38' adı altında bir grup vardı.Bu gruptan başkası yoktu yeni stada geçilene kadar.Bu grup yöneticileri ise hakkında sadece 'kulaktan dolma' edindiğim bilgilere göre düzgün insanlar olmadıklarıydı.Tribünde az-çok ama şimdiye göre çok daha iyi işini yapan insanlardı.Kişilikleri, karıştıkları olaylar vs. bilmediğim konular.

Kadir Has'a geçilmesiyle birlikte yeni yeni taraftar grupları oluşmaya başladı.Grup 38, Kapalı Kale, Cadde Gençlik Uni Tayfa... Bu gruplardan şuan 3'ü aktif.3 grup da aynı kale arkası olan Kuzey Tribününde bulunuyorlar.2'si Kuzey Üst, Kapalı Kale ise Kuzey Alt Tribününde yer alıyor.Kapalı Kale açık ara diğerlerinden ayrılıyor performans olarak.Zaten diğer 2 grubun 100'er kişilik ekibi ancak oluyor.Bu taraftar grupları maçta birlik olmaktan ziyade birbirlerini susturmayı hedefliyorlar.Böyle olunca destek minimuma iniyor.

Kapalı Kale Taraftar Grubu
Kayseri tribünlerinin vazgeçilmez pankartından söz etmek gerek:'Erkek Adamın Tuttuğu Takım Nüfus Cüzdanında Yazar!' Not:Maalesef bu erkek takımın içinde, kimliğinde 'Kayseri' yazan 2-3 oyuncu bulunmakta.Kayserispor-Fenerbahçe maçında ise bu tip insanlardan kadroda mevcut değildi mesela...

Ekonomik olarak da dışardan görüldüğünün aksine kötü olan bir şehir Kayseri.Sadece iş adamları zengin.1 000 000 luk şehirde Organize Sanayi Bölgesinde çalışanların sayısı 200 000.Yani çok büyük bölümü.Bunlardan %90'ının işçi olduğunu varsayacak olursak, önemli sayıda ailenin geçimi ortaya çıkar.Ki bu bölgede işçiler aylık 1000 TL'den fazla maaş alamazlar.Mesailer hariç.Yani asgari ücretin en fazla 200 TL üstünde kazanabiliyorlar.Evet bu bile bakıldığında 10 TL'yle kıyaslanamaz.

Kayseri'de durumlar aslında medyada abartıldığı gibi değil.Geçen yıl 15000 ortalamaya oynamış.Peki GS?, BJK? Herkesin ağzındaki gibi değil.Sadece 1TL'li Bursa maçında doldu diyerek olay iyice abartılıyor.Alakası yok.7-8 maç tamamen dolmuştur stad.

Kayseri'de durumlar böyle...


Taraftarın futboldaki öneminin daha iyi anlaşılabilmesi için tavsiyem Barış Gerçeker'in bu yazısını okumanız yönündedir.

29 Ekim 2010 Cuma

Kaptan Alex Bursa'da 300.Maçına Çıkıyor

Kaptan bugün yapılacak olan Bursaspor maçında forma giyerse Fenerbahçe kariyerindeki 300. maçına çıkmış olacak.

Geldiği günden beri istatistik adına ne varsa hepsini alt-üst etti kaptan.Gol ve asist krallıkları adına varolan bütün ödülleri topladı.Fenerbahçe taraftarının 2004'ten beri yapılan anketlerde hep en güvendiği isim olarak hafızalarda kaldı ve öyle olmaya devam ediyor.Yeri geldi çok eleştirildi, ama herkes de takdir etti.

Alex, 20 Haziran 2004'de Cruzeiro'dan Fenerbahçe'ye transfer oldu.20 Haziran 2004 artık Fenerbahçeliler için biraz daha özel bir tarih oldu.Geldiği günden beri saha içi-dışı tavırları, verdiği demeçlerle tüm Türkiye'ye örnek oldu.Profesyonel futbolcu tabirini kafamızda daha net canlandırmamıza sebep oldu.Alex hakkında ne yazsak az geliyor, onu övmek de kolay olmuyor.Acaba hata yaparmıyım korkusu oluyor.Onun için ben daha yazmıycam ve Hakkı Yalçın'ın sanırım 2008'de yazdığı makaleden bir bölüm paylaşacağım.


*Puan cetvelleri liderlerini hak etmelidir. Yoksa
liderlik geçici bir heves olur. Yalın gözle baktığınızda bile,Fenerbahçe'nin futbol ve kalite olarak, ruhen de lider olduğunu görürsünüz. Ve diğerlerinde olmayan bir lider görürsünüz takımın içinde! Alex de Souza...
* Alex'in durduğu yerde bile pozisyon çeken bir sihri vardır.... Buna, "Gökyüzüyle kan bağı" diyebilirsiniz.Alex'in koşarken, alın terinde yüzmek gibi bir derinliği vardır. Buna da "girdap" diyebilirsiniz, rakipleri içine çeken.
* Alex'in futbol dünyasına mesafeli davranan filozof bir duruşu vardır. Buna,"Orkestra şefinin enstrümantal hali" diyebilirsiniz. Alex'in kimseyi yıpratmayan hataları da olmuştur elbet. Buna da "İnsanlık hali"diyebilirsiniz.
* Alex'e övgü adına her şeyi diyebilirsiniz ama... Onun adamlığını ve futbolculuğunu sıradan meselelerle eleştirmek adına hiçbir şey diyemezsiniz. Çünkü bütün gerçekler sizleri utandırır.


Kaptan Alex'e Fenerbahçe kariyerindeki 300. maçında başarılar diliyorum.


Biz bu güzel adamı çook seviyoruz.

Defol Git Guiza!


Guiza kadar kredisi olmuş olan bir futbolcu yoktur Fenerbahçe tarihinde.Hala İspanya'dan sempatik mesajlar vermeye çalışarak değerini bilemediği kulüpte tutunmaya çalışıyor.Ama yok artık Guiza, biz bu senaryoyu öyle çok gördük ki asıl deja-vu bu.

Defol Git Guiza!

14 Ekim 2010 Perşembe

Hiddink Bize Elzem


Dünya üzerinde gözü kapalı takımınızı emanet edebileceğiniz isimlerden biridir Hiddink.Mourinho, Wenger, Ferguson ve işte Hiddink.Belki 2-3 isim daha katılabilir.

Maalesef 2 maçlık galibiyet ve mağlubiyet dönemlerinden sonra akla kara kadar farklı yorumlar ortaya atıldı, godaman medya mensuplarımız tarafından.Kendileri için talihsizliktir.Azerbaycan maçı sonrası, 1982'de başlayan Hiddink'in teknik direktörlük kariyeri 3-5 günde ters-düz oldu.

Hiddink'in kararlarını beğenirsiniz, beğenmezsiniz, eleştirirsiniz de tabi ama, saygı duymalıyız.Sonuçta yaptığı işin sürekli 'trending topics' inde bulunan biri.Çıkardığı kadroya tek tek şu var, şu yok, şu formsuz vs. dersek 11 kişi bile çıkartamayız şuan.Mevcut kadrodaki oyunculardan Hamit, Emre, Arda, Volkan, Gökhan Gönül ve Servet dışında eleştirilmeyen oyuncu yok(bunları eleştirenler oluyor nadiren).Durum böyleyken biraz tercihlere saygı duymak gerek.

Hiddink çalıştırdığı milli takımlarda düzenli bir sistem oturtmuş ve hepsinde de başarıya ulaşmıştır.Scout çalışmaları daha da ön planda olmuş.Şimdi biz onu Oğuz Çetin'i dinlediği için suçluyoruz.Ee bırakın, biraz süre tanıyın da adam bişeyler yapabilsin, düzgün bir sistem oturtabilsin.Zaten çok serbest olmayan Hiddink, eleştirilerin artmasıyla TFF'nin gazabına uğramasın.



Özellikle bugün çıkan Aziz Yıldırım'ın altyapı kokan söylemleri ve Tuncay'ın artık Türkiye'yi de düşünmeliyim gibi sözlerinde Hiddink'in etkili olduğunu düşünüyorum.Düşünmemek elde değil zaten.Böyle bir teknik adam getirmişiz, hizmet vermeye çalışıyor, tabi ki hatasız değil ama bu işin en iyilerinden olduğu yadsınamaz.Değerlendirelim bu adamı.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Mühendislik Okumak;N'apmak Gerek?










Mühendislik okumak dışardan bakıldığınca eğlenceli gözüküyor.Sanki hep böyle bir inovatiflik, yeni yeni şeyler var gibi.Yani aslında yaparsanız var ama çok nadir çıkar o yapanlardan.Düşünüyorum, mühendis olacaksın öğren şu photoshop u, web tasarımını falan az az, bir yandan da diyorum ki elektronikle ne ilgisi var arkadaş önce bi' workbench, ISIS öğren.Yok yok iş bunlarda değil, programlama üzerine yoğunlaş c++, c# öğren.c++ mı? c# mı? hangisiyle başlasam?Yok bırak bunları Mustafa, sen önce derslerini hallet, alttan derslerin var!....Bunları yaparken kulüp çalışmalarında da aktif ol.TYEK'i boşlama, devam et.Ara sıra blogda da yaz.Fenerba...


Çıldırıcam ya...Hangisi?En kötü karar, cidden iyi midir kararsızlıktan?Bilen biri bana düzgün bir yol göstersin.Ya da abim gelsin de artık sorayım şunları iyiden iyiye.


Sizce ne yapmalıyım?
İkilem, üçlem, dörtlem....

19 Eylül 2010 Pazar

Alex'li ve Alex'siz Fenerbahçe


Fenerbahçe 4-0 Antalyaspor

FENERBAHÇE :Volkan Demirel xx (Dk. 46 Mert xx), Gökhan Gönül xxx, Lugano xxx, Bilica xx, Andre Santos xxx, Mehmet Topuz xxx (Dk. 79 Özer x), Emre xxx, Cristian xx, Stoch xxx, Alex xxx (Dk. 68 Caner xx), Semih xxx

M.P.ANTALYASPOR: Polat x, Erkan x, Radeljic x, Tuna x (Dk. 46 Sedat x), İlkem x (Dk. 46 Yenal x), Necati x, Ertuğrul x (Dk. 46 Djiehoua xx), Proment x, Deniz x, Tita x, Ali Zitouni x

Goller Dk. 8 ve 13 Semih, Dk. 24 Alex, Dk. 28 Gökhan Gönül (Fenerbahçe)

Trabzonspor 3-2 Fenerbahçe
Onur xx, Cale xx, Glowacki xxx (Dk. 64 Giray x), Ceyhun xx, Selçuk xxx, Serkan xxx, Egemen xx, Colman xx, Alanzinho xx (Dk. 46 Umut xx), Teofilo xx, Yattara xxx (Dk. 85 Barış Ataş x)

Mert xx, Gökhan Gönül xx, Lugano xx, Bilica xx, Andre Dos Santos x, Cristian xx (Dk. 75 Alex x), Emre xx, Mehmet Topuz xx (Dk. 67 Selçuk x), Özer x, Niang xx, Semih x (Dk. 39 Stoch x)

Goller:Dk. 14 Mehmet Topuz (kendi kalesine), Dk. 16 Yattara, Dk. 29 Glowacki (Trabzonspor), Dk. 28 Lugano, Dk. 42 Mehmet Topuz (Fenerbahçe)
  
Fenerbahçe 4-2 Manisa

Mert, Okan, Lugano, Bilica, Caner, Emre, Cristian, Mehmet Topuz (Özer Dk.64), Stoch (Dia Dk.64), Alex (Selçuk Dk.83), Niang

İlker, Eren, Hüseyin, Dixon, Ferhat, Bekir (Kahe Dk.84), Nizamettin, Gökhan (B.Yiğit Dk.73), Mehmet (Dica Dk.73), Simpson, Isaac

Goller:Alex (Dk.17), Lugano (Dk.62), Niang (Dk.69 ve 74)

 Kayserispor 2-0 Fenerbahçe
Souleymanou, Hamza (Dk. 22 Savaş), Serdar, Amisulashvili, Abdulkadir, Furkan, Hasan, Ufuk, Troisi, Santana, Cangele

 Volkan, Okan, Yobo, Lugano, Caner, Mehmet Topuz, Cristian, Emre, Stoch, Alex (dk. 45 Dia), Niang

goller:66 dk. Santana, 68dk. Furkan 

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Lugano, Bilica, Andre Santos, Mehmet Topuz (dk. 88 Gökhan Ünal), Emre  Belözoğlu(Dk. 46 Özer), Selçuk Şahin, Dia, Alex (Dk. 77 Cristian), Niang

BEŞİKTAŞ: Hakan Arıkan (Dk. 40 Cenk), Ekrem (Dk. 30 İbrahim Üzülmez), İbrahim Toraman, Zapotocny, İsmail Köybaşı, Ernst, Aurelio (Dk. 72 Bobo), Guti, Nihat, Quaresma, Nobre

GOLLER: Dk. 26 Niang, Dk. 85 Guti (P)

18 Eylül 2010 Cumartesi

TRT'nin Ayıbı

     Aslında birşey söylemeye gerek yok.Yukarıdaki fotoğraf herşeyi anlatıyor.Trt nin ilk 7 haftada maçlarını yayınlacağı takımların çizelgesi.Ve Erciyesspor'un hiçbir maçı yayınlanmayacak.

     Yeri geldiğinde Stadyum vs. futbol programlarında sürekli futbolun adaleti gibi şeylerden bahseden trt hernedense Erciyes'in hiçbir maçını yayınlamıyor.Futbolun adaletinin gereğini en güzel şekliyle gösteren trtye teşekkürler.

     Şikayet için ''aktifhat@trt.net.tr'' adresine mail atabilirsiniz.

----------------------------------------------------------------------
Şikayetlerimizin karşılığı alındı.8.haftadan itibaren artık ara-sıra Erciyesspor'un da maçları yayınlanacak.Tabi bunun asıl nedeni şikayetler mi, Erciyes'in başarısı mı bilemiyorum.
16 Ekim 2010 itibariyle yazımı düzeltiyorum.Bugün saat 14:00 de

Kartalspor – Erciyesspor ve




8 Kasım Pazartesi 20.00 Erciyesspor - Adanaspor maçları TRT tarafından naklen yayınlanacaktır.


11 Eylül 2010 Cumartesi

Kayserispor-Fenerbahçe Maç Öncesi


     Geldik ligin 4. haftasına.Fenerbahçe'nin bu yıl deplasmanda henüz galibiyeti bulunmuyor.2 yıl önce Kadir Has'ın açılış maçında kaptan Alex uzaklardan sağ ayağıyla güzel bir gol atmıştı.Semih'in de golüyle maçı 2-0 almıştık.Geçen yıl ise Cristian yine uzaktan atmıştı, Hamidou'nun büyük hatasıyla.Kayserispor o maçta Fenerbahçe'yi hiç olmadığı kadar aciz bırakmış buna rağmen maç 1-1 berabere bitmişti.Bugünkü maç inşallah ilkine benzer.İstatistiklere bakarsak uzaktan bir golümüz garanti. :P

     Ben de kendimce büyük bir Alex hayranı olarak O'nu ilk 11 de görmek istiyorum.Geçmiş yıllarda olsak hemen sayardık kadroda kimin olacağını ancak, bu yıl zor gözüküyor.Jobo, Lugano, Emre, Mehmet Topuz  ve Niang'dan başka kimsenin yeri garanti gözükmüyor.Bize ayrılan o tribünden mutlu dönmek umuduyla birazdan maç için yola çıkacağım...

Bu yıl Kayserispor ofansif oynayan bir takım oldu artık.Büyk olasılıkla bol gollü ama seyir zevki garantili bir maç bizi bekliyor.

     2-0 yendiğimiz maçın gollerini, özellikle Alex'in golünü tekrar izleyelim.

8 Eylül 2010 Çarşamba

Kadı'köylü' Guus Hiddink ve Türkiye 3-2 Belçika




Fotoğraf http://www.ntvspor.net/ den alıntıdır.
     1990-91 sezonununda Fenerbahçe'ye gelmiş Guus Hiddink.Farklı galibiyet ve mağlubiyetler alınca da gönderilmiş.Üstelik 'köylü' denilerek gönderilmiş.Aradan geçen 19 yıl sonra da geri döndü.Hem de kendinden emin bir şekilde.Sanki 'Arada geçen 19 yılda çok kitap okudum.Çok büyük başarılar elde ettim.Genel kültür de kastım bolca.' dercesine geri döndü bizim Guus.

     Dünkü maçın özellikle ilk yarısında ülkemizde ne çok felaket tellalı olduğunu birkez daha gördük.Özellikle twitter daki havayı kesinlikle görmemeniz gerekti. Sanki göz yaşartıcı gaz sıkmışlardı.Barış Kuyucu da sanki onların liderlik görevini üstlenmişti.Tuncay'ı şamar oğlanı yaptı.Şaka falan da bi'yere kadar biraz da saygı gerekli.Tuncay'la röportaj yapmaya kalksa 'kalite' kelimesinden başlayarak yalakalık yaplar, hiç şüphem yok.Rıdvan da TV'den destek oluyordu.Çok çabuk gaza geliyoruz ama hiçbirşey de öğrenmiyoruz.

     Maç çok değişkenli bir maçtı.İlk yarı ve ikinci yarı farklı oyun sistemleriyle oynandı.2 si de karmaşıkdı aslında.Düzgün bir değerlendirme yapmak zor sistem hakkında.2. yarıdaki daha çok eski sistemlere benziyordu.

     Maçta yediğimiz gollere bakınca stad da Saracoğlu olunca hepimizin gözleri de Volkan'ı aradı.Her ne kadar bazıları Onur'a Volkan'a kıyasla daha çok güvenilebileceğini söyleseler de bence bunu tartışmak bile yersiz.Volkan'ın Onur'a göre hem vücut olarak hem tecrübe olarak çok fazlası var.Ve saha içinde takımla iletişimi başka bir boyutta.

Fotoğraf http://www.ntvspor.net/ den alıntıdır.
     Hamit, Emre ve Arda'nın iyi oyunlarıyla maçı kazanmasını bildik.Özellikle Euro 2008'den bildiğimiz ünlü Türk dönüşleri serisine bir maç daha ekledik.Saraçoğlu'nu da ayrıca özlemişiz.Galibiyet gelince taraftar da olunca çok farklı oluyor. 

     Ne de olsa Fenerbahçeliyiz!Küçük bir ekleme de yapalım.Bülent Timurlenk'in yorumuyla:" Mahallenin çocukları girdi, bir gol bir asist..."

1 Eylül 2010 Çarşamba

Joseph Yobo Değerlendirmesi





Joseph Yobo

29 yaşında tecrübeli bir Nijeryalı.Standart Liege, Marsilya, Everton ve Fenerbahçe.2002 yazından beri Everton'da oynamış.Kariyerinin en parlak dönemlerini de bu kulüpte geçirmiş.2006-2007 yılında Premier Ligdeki 38 maçın tamamında 90 dk. oynamış.Bunu da Everton'da 20 yıl sonra yapan ilk futbolcu olmuş.Bunlar kulaktan dolma kısa bilgiler.

Aslında Yobo'yu biz daha çok menajerlik oyunlarından tanıyoruz.O tip oyunlarda genelde iyi özelliklere sahiptir.Neyse orayı geçelim.Son 1,5 yılda sürekli oynayamamış.Ailevi sorunlar yaşamış.Bazıları da diğer beklerin gösterdiği performanstan forma giyemediğini söylüyor.Sonuçta Fenerbahçe Everton'un yedek futbolcusunu kiraladı.

Joseph Yobo'yu en son Dünya Kupasında izledik.İzledik ama Nijerya'da parmakla gösterilen, zihinlerde yer tutan bir futbolcu olmadı.Tecrübesiyle takımın kaptanlığını üstlendi.

Benim Yobo ile izlenimlerime gelince, kesinlikle Fenerbahçe için aranan kan, defansı toplayacak adam değil.Fenerbahçe'nin ihtiyacı olan Lugano'nun yanına topla iyi, takımı öne çıkaracak ve mümkünse Bilca'dan bezen taraftar için dikkatli ve dengeli biri.Yobo'nun topla Lugano'dan biraz iyi futbolcu, Bilica'dan bu yönüyle geri kalır.Ama diğer özellikleri Bilica'dan iyi diyebilirim.Mesela daha hızlı Bilica'dan.Yobo da en çok dikkatimi çeken ise çok geveze bir adam olması.Gece geçen yıl oynadığı Manchester United-Everton ve Nijerya-Arjantin maçlarını izledim.Tabi 2 maçla değerlendirme yapmak doğru olmaz.Sıcağı sıcağınabu 2 maç ve hafızadan bilinenler.Savunmada sürekli konuşan, maçı adeta kollarıyla oynayan bir adam.Kolları derken, arkadaşlarına talimat veriyor sürekli.Manchester maçında yanında, sağ-bekte Lucas Neill oynadı.Yobo ise Lugano gibi defansın ortasının sağında oynadı.Zaten sürekli orada oynuyor.Lugano sola geçer muhtemelen.Lucas ile iyi anlaştıklarını gördüm.Arjantin maçında da dikkat çekecek bir hata yapmadı.Rooney ve Tevez'le bire-bir kaldılar birkaç kez izlediğim maçlarda.Birebirlerde atakları kesmeyi becerdi.Sanki çok fazla basit hata yapmayacak gibi ama Lugano gibi de güven verecek biri değil.
Sonuçta transferin son günlerinde alınmış bir futbolcu.Çok da fazla birşey beklememek gerek.Benim beklediğim tarzda bir oyuncu değil gibi.Katkı sağlar uzun periyotta ama Bilica mı Yobo mu çok tartışırız bu yıl.Son dönemde yaşadığı sakatlıklar ve sorunlardan sonra form tutması da önemli.Sezon sonunda satın almayız diye düşünüyorum.

İşte yönetim ve son dakika transferi... Daha fazlasını beklemek de hata olur.

31 Ağustos 2010 Salı

Fenerbahçe-Manisa İzlenimleri



Fenerbahçe 2. seyirecisiz maçında Manisaspor'u ağırladı.Seyircisiz maç başına gol ortalaması 4.25 olan Fenerbahçe maçları, maçtaki 6 gol ile ortalamayı geliştirdi.PAOK maçlarından sonra az olsun taraftarlarına umut verdi.

Maç öncesi yine Alex ve kadro hakkında polemikler sürüyordu.Kocaman beklenen bir kadro çıkardı.Belki de maçtan daha önemli olan Okan Alkan'dı.İleriye çıkışlarda başarılı, dengeli, topla arası iyi bir genç izledik.Tabi savunmada ne yapacağını tam anlamıyla göremedik ama yine de yaptığı kritik müdahaleler ve bunların yanına ters kademe ve çizgiden top çıkarma eklenince hepimizi mutlu etti.Bir anda Gökhan Gönül'le kıyasladık.Tabi o daha çok genç.Aykut hocayı da tebrik etmek gerek ki Daum ve Aragones olsa muhtemelen Bekir tarzı birini oynatırdı.Tebrik de değil aslında olması gekeni yaptı.

Maçta bir diğer sevincimiz Mamadou Niang oldu.Hatta Niang değil karşı-karşıya gol atan forvet oldu.Hatta kafa vuran oldu.Hattaları uzatabiliriz Guiza'ya göre.Ama Niang'ın yerinde transfer olduğu kanısına vardık hep beraber oynadığı bütün maçlardan sonra.Bir tek gol eksikti onu da dünkü 2 golle tamamladı.

Kalede Mert ben bu takımın kalesini koruyabilirim güvencesini tekrar verdi.Bilica-Lugano iklisi henüz tam hazır gözükmediler.Sol-bek Caner o mevkinin adamı değil bu çok belli.Ama hücumcu özelliklerini de yitirmiş gözüküyor Fenerbahçe'de oynadığı maçlarda.Dün Niang'a yaptığı güzel asiste rağmen.Hücuma biraz daha fazla destek vermesi beklenebilir.

Emre takımın olmazsa olmazı.Alex bu ligin her zaman kralı.Stoch bir var, bir yok.Süreksiz bir oyuncu.Açıkçası uzun vadede Dia'nın daha çok katkı yapmasını bekliyorum.Stoch 90 dakikayı henüz kaldıramıyor.

Maçta önemli şeyler kazandık.Önemli şeyler öğrendik.Alex kendi twitter hesabından Okan Alkan için şu yorumu yaptı:"Mutluyum!! Cunku 6 senedir ilk defa altyapidan gelisen bir genc gercek bir sans bularak kariyerine basladi." Tam yazarken gördüm Alex'in son twitini:"05.09 kayseri x FB.2 hafta mac yok.milli takim basarilar." Büyük kaptan başka bir adam.



Maçın adamı ve kazancı:Okan Alkan.


25 Ağustos 2010 Çarşamba

Bir Polemik:Alex de Souza

dailymail.co.uk'dan alıntıdır
  


   Kaptan artık Fenerbahçe'nin en çok tartışılan ismi oldu.Kimisi sisteme uymadığı, kimisi sistemi falan boşver de koşmuyor bu adam diyor.Artık daha az sevilmeye başladı Alex de Souza.Kimseyi incitecek davranışlarda falan da bulunmadı hani.Düzenli bir hayatı, saygın kişiliği ve sempatik tavırlarıyla tanıyorduk ki Alex hala öyle.Peki değişen ne?Kim Alex'e düşman gözüyle bakılmasını sağlayan?Kim bu sadece işini yapan adama karşı cephe aldıran?Ya da ne?
   Bir yaygaradır son zamanlarda aldı başını gidiyor.Çift forvet oynamamız gerektiği  ve bu şekilde oluşacak bir şablonda Alex'e yer olmadığı.O zaman ben de diyorum ki Alex'i forvet olarak düşünün ki öyledir.Alex'in kendi mevkisi hakkındaki görüşü şudur:"Orta saha forvet arası ama forvete daha yakın." Trabzon maçındaki sistemde Semih'i çıkarıp Alex'i koyalım takıma.Takım şimdi daha mı az savunma yapacak?İnanıyormusunuz buna?Her ne kadar savunma yapmak sadece defanstan top çıkarmak olmasa da amiyane tabirle defanstan top mu çıkardı Semih ve Niang?Benim yeni forvetim Alex ise ara-sıra gelip orta sahadan çıkarken yardım ediyor.Rakip takımın onu bir an olsun boş bırakma şansı yok.Üstelik takımın da 1 numaralı kaptanı.
   Gelelim Aykut Kocaman'a.Dışardan görüldüğü kadarıyla o da aynı Alex gibi düzgün kişiliği ile ön planda olan biri.Ne zaman televizyonda Aykut Kocaman ile ilgili birini konuşurken görsem, onu futbolculuğundan, teknik direktörlüğünden fazla kişiliğiyle ön plana çıkartıyorlar.Siz de diyebilirsiniz ki biz kişilik değil futboldan bahsediyoruz.Hayır, ben paragrafta sadece kişilikle ilgili yazmaya çalışıyorum.Aykut Kocaman Fenerbahçe'ye geldiği günden beri 'Alex' kelimesini kullanmadan Alex'i iğneleyecek söylemlerde bulunuyor.İşte son olarak Messi ile ilgili o bile yanından geçen topa ayak uzatıyor diyerek direk Alex'i hedef almıştır.Messi ile ilgili tespitinin de ne kadar doğru olduğu da tartışılır.Ben Aykut Kocaman'a geldiğinden beri destek veren biriyim.Hala da yanındayım.Belli ki Fenerbahçe'nin uzun yıllardır oynadığı 4-4-1-1 sisteminde değişikliğe gitmek istiyor.Sistem değişikliği gerekli olabilir.Tamam yapsın yine yanındayım.Ama bunun şekli böyle olmamalı.6 yıldır hiç tartışmasız Fenerbahçe'nin en önemli futbolcusu, gelmiş geçmiş en iyi yabancısı ve belki de en büyük oyuncusu olmuş biri için Aykut Kocaman'ın bu tarzı hiç yakışmıyor.
   En nihayetinde Alex de Souza işini dürüst bir şekilde yapan, yapmasına izin verdiğiniz sürede en iyi şekilde yapmış birisi.O'nu verimli bir şekilde kullanmak isterseniz 6 yıldır nasıl verimli olduğunu biliyoruz.Ha illaki diyorsanız o sistem öldü artık, günümüz futbolunda o tip futbolculara vs. yer yok, bunu düzgün bir şekilde yapabilirsiniz.Neyse artık her zamanki bitirişimi yapayım.Alex'e saygı...

   Ha bu arada Alex bu takımdan bugün ayrılırsa(tövbe) gidecek yeri çok ama, Fenerbahçe'nin şu anki hali biraz şüpheli...

Fotoğraf Milliyet.com.tr'den alıntıdır.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Bir Polemik:Cristian Baroni

Son zamanlarda Alex'ten sonra Fenerbahçe'nin en çok tartışılan ismi oldu Cristian.Yeterli olup olmadığı konusunda tartışılıyor hep.

2010'a kadar istatistiklerine baktığınızda sürekliliği olduğu ve yeterli olduğu düşünülebilir.Cristian'ın vasatın üstünde bir oyuncu olduğu kesin."Sezon boyu" süreklilik, ayağının düzgünlüğü, kontrataklarda yer tutuşu, kritik toplar kesme sezgisi önemli özellikleri.İleriye oynamıyor gibi görüşlere katılmıyorum.Mümkün olduğu sürece oynamaya çalışıyor.Takımdaki 'yardımlaşmamazlıktan' dolayı bu yönü konuşmak anlamsız geliyor.

Cristian'ın olumsuz tarafları da var."Maç boyu" süreksizliği var ki, bazen sahada arasanız bulamıyorsunuz.Yukarıda saydığım özelliklerini maçın belki 30 dakikalık bir periyoduna yayabiliyor.İkili mücadelelerden güçlü çıkamadığı, zayıf kaldığı bariz.Bunlar önenli eksiklikleri.Dahası da var aslında.Ne bileyim işte olmadık yerlerde olmadık toplara vurarak kritik pozisyonları tribünün 2.katına yollaması örnek verilebilir.Hiç sevmediğim o laf gibi aynı.Vurulmayacak yerde vuran, ... ... ... oyuncu var ya işte öyle işler yapıyor.

Cristian Fenerbahçe de idare edebilecek oyuncudur.Oynamaz diyemem.Ama daha iyisi olsa fena olmazdı.N'apalım gözümüzü o efsane Appiah bürümüş.



Papazın Çayırı'ndan alıntıdır.
Daha fazla istatistik için tıklayınız.

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Hoşçakal Deivid de Souza


Chelsea, İnter, Sevilla, Trabzon...
Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Liginde elde ettiği en büyük başarıların belkide en büyük oyuncusu olarak hafızalarda yer edindi.Zico'nun takımının önemli isimlerinden biri oldu.Sempatikliğiyle taraftarın hep kredili adamlarından oldu.Çok da fayda sağladığı söylenemez uzun zamanda.Geçiridiği sakatlıklar epey engel oldu.Gitmene takım adına üzülmüyoruz ama seni unutmayacağız Deivid.Sempatik adam...

Flamengo'da Zico babayla başarılar.


15 Ağustos 2010 Pazar

Mamadou Niang



Kulübün uzun zamandır süren forvet transferi çalışmaları sonunda meyvesini verdi.Yaklaşık 20 gün önce gündeme ilk kez düşen Mamadou Niang seslerinin gerçek olduğu anlaşıldı.Bu transfer döneminde Fransa'daki bütün siyahi forvetlere talip olmuştu Fenerbahçe.Özellikle Asamoah Gyan epey popülerdi.Ben de aslında Gyan'a hiç sıcak bakmıyordum.Herkes Dünya Kupasındaki performansını konuşuyordu ama orda da çok beğenmemiştim ben.Özellikle son vuruşlarını zayıf, kendini de dengesiz bulmuştum.Nobre'den bu yana forvet sıkıntısı çekiyordu Fenerbahçe.Anelka, Kezman ve Guiza beklentileri karşılayamadılar.Uyum sorunu çektiler saha içerisinde.Niang'a içim kaynadı diyebilirim.Aranan kriterlere uygun gözüküyor.Sanırım burda kritik nokta Niang'ın Fenerbahçe'ye hangi gözle baktığı.Buraya sadece para kazanmak için mi, yoksa alacağı paranın da hakkını vermek için mi geldi?Eğer iyi niyetli olur ve takımla iyi uyum sağlarsa Hooijdonk gibi taraftarın gözbebeği olabilir.
Artık Fenerbahçe'nin futbolcusu ve başarılı olabilmek için gol atmalı.O'nun için bol gollü bir lig diliyorum.Başarılar Niang...