28 Aralık 2010 Salı

Hayat Boş

Bazen öyle haberler alırsınız ki, insanların ne yaptıkları, yapmaya çalıştıklarını anlamaya çalışırsınız.Bakıyorum birileri dizilerle ilgili çok ilginçmiş gibi yorumlar yapıyor, haftalardır yumurta atmış, atmamış yazıp duruyorlar.Bunlarla nerelere varacaklarını falan merak ediyorum.Farkındayım saçmalıyorum belki de, ama işte bazen böyle.Ama böyle zamanlarda anlıyorum aslında tamamen saçmalamadığımı.Ne yaptığımı bilmiyorum.Ne yazsam da boş olacak.İnsanların hayatları önemli, yaşam"a"ları önemli.Evet, ilk kez böyle yazıyorum, mutsuzum.

18 Aralık 2010 Cumartesi

Kayserispor 2-0 Bucaspor


Ntvspor.net ten alıntıdır.

Benim için biraz daha özel bir maç oldu.Saat 13:47 (Maç 14:00 da başladı) iken Ligtv'yi açtığımda ekrandakiler beni futbolsever olarak rahatsız etti.Bilet fiyatları kale arkası 5, maraton 10 TL iken tribünleri bomboş gördüm.Anlık kararla maça gitmeye karar verdim.Maçın 4.dk sında tribündeydim.

İlk yarısı tatsız bir maçtı.Ben maraton, batı alt tribünündeydim.Bu tribünün ismi Londra tribünü olarak değiştirilmeli.Tiyatro izler gibi maçı izledikleri yetmezmiş gibi en ufak hatada futbolculara kenardan bağırmakta ustalar.
2 takım aslında birer oyuncuya bağlıydı.Buca ileride Manucho'nun yeteneklerine bağlıyken Kayseri'de bunun karşılığı Andre Moritz'di.Şota oyuncu değişiklikleriyle maçı kopardı diyebiliriz.Haftalardır ne yaptığı belli olmayan Mehmet Eren'in yerine Ömer Şişmanoğlu değişikliği hücumda alternatifleri artırdı.Mehmet Eren oyundan çıkarken kendisinin çıkacağına inanamadı."Ben mi?" diye işaret ediyordu kenara.Kayserispor için zor olan bu maçta belki takımını yalnız bırakmak istemiyor, kaptanlığını yaptığı takımın bu zor gününde destek olmak istiyordu ama iyi oynamıyordu.Önde katkı sağlayamayan Abdülkadir'i oyundan alıp, yerine daha hareketli Ömer geçti, oyuna girense Semih'di.O da hızlı, çabuk, teknik ve hırslı bir oyuncu.Sol kanat böylece daha aktif oldu.2.yarıda iyice oyundan düşen Ali Bilgin'in yerine ise ortasahada yardımlaşmayı en üst seviyede yapabilen, pas trafiğini rahatlatan Furkan Özçal girdi.Böylece takım sağda da Andre Moritz'in iyi oyunuyla oyun hakimiyetini eline geçirdi.Daha sonra goller geldi.

Ömer Şişmanoğlu zeki, kendini boşa çıkartmasını iyi bilen bir futbolcu.İlk golden sonra bir pozisyonda Moritz'le aralarında bişeyler oldu.Birbirlerine kızdılar.Bundan yaklaşık 2 dk. sonra serbest vuruşta Morizt'in ortasını kafayla gol yapan Ömer, golden sonra Moritz'e koşarak bir yerde hakkını verdi.

Maçın adamı Moritz'di benim için.Şota'nın oyuncu değişiklikleri yerindeydi.Yine defansta Serdar Kesimal maçın iyilerindendi.

Karar veremediğim şu;ben bu maça neden gittim?Kayserispor'u sevdiğimden mi, Kayserispor'a (taraftar yüzünden) acıdığımdan mı yoksa futbolu sevdiğimden mi?Ama sonuçta Kayserispor'un galibiyeti beni çok mutlu etti...

Not:Bu yazı kayserispor.org ve kayserispor.com da yayınlandı.
http://www.kayserispor.org/kayserispor-bucaspor-mac-yorumu-mustafa-kabakci.html

17 Aralık 2010 Cuma

Aklımda Bir Takım Var?

5 büyük ligde atılan gollerin sayısına baktım.Fransa ve İngiltere'de 17., Almanya ve İtalya'da 16. ve İspanya'da 15. hafta maçları oynanmış.Toplam 98 takım.SSL'yi de katarsak totalde 116 takım.Atılan gollere bakarsak, 1.Barcelona 46, 2 ve 3.Fenerbahçe ve B.Dortmund 39 4.Real Madrid 38 gol...

Atılan gollerin dağılımı önemli; Alex 11, Niang 9, Semih 7, Lugano ve Emre 3'er, Gökhan Gönül 2, Santos, Topuz ve Stoch'un da 1'er golü bulunuyor.
Asistler; Niang 6, Alex, Gökhan ve Topuz 5'er, Semih 4, Stoch 3, Okan, Caner ve Dia 2'şer, Emre ve Cristian'ın 1'er asisti bulunuyor.

Goller ve asistlere katkıda bulunanların isimleri de çok benzer.İleride oynayan Alex, Niang ve Semih'in toplamda 27 golü bulunuyor.SSL'de bu sayıyı geçebilen 2 takım var;Trabzonspor ve 28 golle Karabükspor.

Atılan gollerin sadece 5 tanesi(Gökhan 2, Santos, Topuz ve Stoch 1'er) kanatlarda oynayan futbolculardan gelmiş.Bu da Fenerbahçe'de kanatların işlemediğinin apaçık göstergesi.

Bu şartlara bakıldığında ileride 27 gollük avantajı kullanmak gerektiği öngörülebilir.Genel taktik olan 4-4-2 de kanatlarda oynayan futbolcuların savunmaya yardım etmemesinden yakınılıyor.Zaten ofansif anlamda da çok katkıları bulunmadığını düşünürsek 3'lü bir ortasahayla oynamak sanki biraz cazip geliyor.

4-3-1-2.Alex ve 2 forvet.Şimdi de Alex koşmuyorcular üşüşür başımıza.Alex zaten bu yıl bir başka oynuyor.Onu geçin.Zaten eskiden Alex+2 forvet oynamış Fenerbahçe.Mesela Schalke maçı, ileride Alex, Anelka ve Nobre, ortada Selçuk, Aurelio ve Appiah'la çıkmış.Benzer şekilde ortada Cristian, Selçuk'tan biri ve Emre ve Topuz ya da Gökay kullanılabilir.İlerleyen dakikalarda Aykut'un alışkanlığı olan Alex değişikliğiyle 4-3-3 ü de rahatlıkla uygulayabilir.

Yine Rıdvan Dilmen'in klasikleşen cümlesinde söylediği gibi "futbol matematik değil".Ancak 27 sayısı da az bir sayı değil.Benimki sadece bir görüş...

5 Aralık 2010 Pazar

Alex'in Kariyerinin En İyi 2 Golü

İlki Fenerbahçe kariyerinin en iyi golü.05.08.2006 tarihli maçta Alex,Erciyesspor savunmasını ve kaleci Fadhel'i fena donduruyor.Bu gol Alex'e göre Fenerbahçe kariyerinin en iyi golü.



İkincisi ise Palmeiras formasıyla Sao Paola'ya attığı tarifsiz gol.Bu gol Alex'e göre kariyerinin en iyi golü.Sadece yeteneğin yetmeyeceği gol...



Teşekkürler Alexsandro de Souza...