3 Şubat 2013 Pazar

İnceleme: Kayseri Erciyesspor

Kaynak: twitter.com/ErciyessporSk
Geçmiş sezonlarda orta ve üstü seviyelerde ligi tamamlayan Erciyesspor bu sezon Süper Lig'e odaklandı. Geçmiş sezonların aksine daha dengeli ve iddialı bir kadroyla lige başladılar ve 20. haftanın sonunda 37 puanla liderlik koltuğunun sahibiler.

Tandemde sezona Veysel - Ufukhan ikilisiyle başlayıp, kart cezaları ve form durumuna göre bir çok değişikliğe gidildi: Hüseyin - Ufukhan, Fatih - Hüseyin, Fatih - Ozan ve son olarak devre arası transferiyle Numan - Ozan. Lig ortalamasının üzerinde(22) gol yenirken bunların 12 tanesi tandemden gelişmiş. Sadece "1" kafa golünü ağlarında gören Erciyesspor hava toplarında sıkıntı yaşamazken, tandemin arasına atılan toplarda hep sıkıntı yaşandı. Bu bölge için hem süreklilik hem de atletizm eksikliği olduğu söylenebilir.

Beklerde solda sezonun ilk yarısında Emre süreklilik gösterirken sağda Tuna, Veysel ve Volkan oynadı. Özellikle Emre'nin gelişimi ve gösterdiği performans altyapıdan da yetişmiş olması itibarıyla özel anlam taşıyor. Uzun boyuna rağmen fena sayılmayacak tekniği ve dayanıklılığıyla dikkat çekti. Sağ tarafta da defansif anlamda büyük zaaf olduğu söylenemez. Yine yenilen gollerin 4'ü sağ, 5'i sol taraftan gelişmiş. Volkan ve Tuna 1'er asist yaparken, Emre 1 gol ve 2 asistlik katkı sağlamış.

Merkez ikilide genelde Ragıp ve Alaattin görev aldı. 3. tercih ise Serkan Atak oldu. Insa Sylla ise fazla tercih edilmedi. 4 oyuncunun da kesici özellikleri ön planda ve vasat pasörler. Hiç biri topla kateden tipte değil. Zaten toplamda 4 asist yapmışlar.

Merkezin önündeki üçlüde genelde Kenan, Sofianne ve Emrah oynadı. Bu 3 oyuncu 19 gol atıp, 18 asist yaptı. Kenardan gelen Serdar Eylik ve Mehmet Ayaz da skora katkıda bulundular. Bu üçlüde genel anlamda ofansif anlamda sıkıntı yaşanmadı. Defansif bilinçleri yüksek olmayan tipte oyuncular.

Sezona tek forvet Kenan'la başlayıp, daha sonra Kenan-Gohou ve son olarak tek forvet Gohou'yla devam etti Osman Özköylü. Gohou 13 gol atarken 5 golde de arkadaşlarına duvar olup asist yaptı.

Nasıl oynuyor?

Defans dörtlüsünden ofansif anlamda çok beklentisi yok Osman Özköylü'nün ki zaten ileride asıl mevkisi ön alan olan 3 futbolcu ve Sofianne'yi oynatıyor. Beklerin ve merkez orta sahadaki ikilinin topu kanatlara ya da Sofianne'ye ulaştırmasıyla ataklar şekilleniyor. Kenan solda başladığı maçlarda o bölgeyi, hem savunma arkası koşularıyla hem de ikili mücadelelerde fiziğini kullanarak yıpratıyor. Emrah ise daha çok savunma arkası koşularıyla. Emrah ve Kenan pasör özellikleri zayıf, topu önüne isteyen oyuncular ve rakip savunmanın rahat çıkmasına izin vermeyecek kadar da dayanıklılığa sahipler, Gohou'yla birlikte. Sofianne ise hücumun bana göre en önemli elemanı. Doğru yere, doğru pası, iyi kalitede atarak atakların gelişiminde önemli rol oynuyor. Takımdaki oyun zekası en yüksek oyuncu. Sofianne'nin zayıf tarafı, vasat olan bitiriciliği. Gohou sürekli maçın içinde, arkasındaki üçlüyle iletişimi iyi, fiziğini kullanarak hem top tutuyor hem de savunma arkası koşularında rakibe üstünlük sağlayıp gol atıyor.

Sorunlar

Erciyesspor 37 puanın 23'ünü deplasmanda ve yalnızca 14'ünü iç sahada topladı. İçeride nispeten zayıf takımlara karşı bir şekilde gol bulup ardından farka gidebiliyor ancak daha güçlü takımlara karşı kilidi açmakta zorlanıyor. Daha fazla topa sahip olması gerekiyor ama defanstaki dörtlü ve merkez ikili topla çok iyi oyuncular değiller. Tandemde topla nispeten daha iyi ve atletizm avantajı olan Veysel, Numan'la birlikte denenebilir. Ha keza merkezi üçleyebilir, kanatlardan birini çıkartarak. Deplasmanda hızlı hücum ya da kontratak bulmak için fazla çaba göstermesine gerek kalmadan rakip takım bu ihtiyacı sağlıyor genelde ve galibiyet daha kolay geliyor. İç sahada da ilk golü bulmak ve rakibin boş alan vermesini beklemek gerek.

Transfer Dönemi

Behram'ın gönderiliş sebebini bilmeden yorum yapmak yanlış ama o gidince yerini doldurmak doğruydu. Numan diğer stoperlere göre daha dengeli, ihtiyaç olduğu kanısındaydım. Asıl mevkisi sol-bek olmayan Kemal'in gidişiyle bu bölgeye ihtiyaç olduğu doğru ancak Emre kendi altyapından yetişmiş, iyi de performans göstermiş bir oyuncu. Bu bölgeye "Bilal Aziz" gibi iddialı bir ismi almak elzem değildi sanki ve Emre'yi kesmek kabul edebileceğim bir hareket değil. Bilal'in Emre'ye göre avantajı pasör özelliğinin daha iyi olması. Arif'i çok bilmiyorum ama oynadığı maçlarda mevcut yapıya uyum sağladığını düşünmüyorum. Göksu için de Arif'le ilgili fikirlerimin aynı geçerli. Takımın Numan'la birlikte önemli diğer ihtiyacının, iç sahada güçlü rakiplere karşı oyun üstünlüğünü sağlamak için kullanılabilecek topla kateden, pasör özelliği iyi olan bir merkez orta saha olduğunu düşünüyordum ama bu tip bir transfer yapılmadı. Eksiklerin tam anlamıyla giderildiği bir transfer dönemi geçirilmedi bana göre.

Ligdeki takımların performansları çok değişken, tahmin yapmak zor. Süper Lig yolunda başarılar Erciyes..

3 Ekim 2012 Çarşamba

Alex

Benim gibi 90 doğumluysanız efsane kelimesini dolu dolu kondurabileceğiniz yegane insan Alex de Souza'dır ülke sporunda. 2004 temmuzunda Fatih Altaylı'ya karşı kazanılmış bir zaferdi çoğu taraftar için. Bir de yanında getirdiği apoletleri: Brezilya ligi şampiyonu Cruzeiro'nun en iyi oyuncusu ve kaptanı, Copa America şampiyonu Brezilya'nın kaptanı.

8 küsür yıldır yaptıkları elbet unutulmayacak, nesiller ötesine taşınacak. 344 maçta 0.5 gol/maç, yaklaşık 0.4 asist/maç ortalaması sahada yaptıklarını açıklayan büyüleyici rakamlar da olsa Alex'i açıklayamayan veriler olarak kalıyor sadece. Koşu mesafesi denen zımbırtıyla eleştirilirken, sahada zihniyle topu en çok koşturan adam olduğu gerçeği de ortadaydı. Yoksa en iyi yerde topla buluşup, en uygun adama, en uygun zamanda, doğru hızda ve yüksek pas kalitesiyle vermenin başka nasıl açıklaması olabilir ki? Onun mücadelesi gol için yorduğu kafasındaydı, onun baskısı, duran topun başına geçtiğinde uzun uzun bakışlarındaydı, hırsı, orta sahayla defans arasına gelip top çıkarırken arkadaşlarının etrafa dağılmasında gizliydi biraz da.

Cihat'lar, Lefter'ler, Can'lar, Alex'ler.. (Fikret abi alınmasın)

Saha içinde olduğu gibi saha dışında da lider oldu hep. 28 golle kral olduğu sezon sonrasındaki ilk Trabzonspor maçını herkes şampiyonluğun tasdiki olarak görürken Alex "Geçen sezon şampiyonluğu Sivas'ta kazandık. Kendim yaşadım, gördüm ve şampiyonluğu kutladım. Herkesin görüşüne saygı duyarım. Geçmiş ya da gelecek benim görüşlerimi etkilemiyor" dedi. 23 Ağustos'ta Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Liginden ihracından sonra attığı twit halâ aklımda: hayat devam ediyor!!!. Hep Lefter'e çok saygı duyduğundan, mutlaka onunla bir gün konuşmak istediğinden bahsetti ve sonunda Lefter'le de buluşmuşlar ve müthiş bir sohbet olmuştu. O günün Fenerbahçe'de geçirdiği en güzel gün olduğunu daha sonra defalarca dile getirdi.

Yakışıksız ayrılık..

Son sezonda "Alex'ten daha iyiydi" diyebileceğimiz bir oyuncu yoktu takım içinde, ama gitmesi istendi. Hiçbir futbolcu Aziz Yıldırım'dan daha çok sevilemezdi. Aykut Kocaman'a dargınlığımın sebebi ise saha içinden çok üzerinden oynanan oyundan bihaber olması.. Kasımpaşa maçı öncesi Aykut Kocaman'ın bir futbolcuyu kadro dışı bırakma yetkisi yoktu, o gün hakları genişletildi ve daha sonra Alex'i kadro dışı bıraktı. Sevilen bir futbolcu gidebilirdi ama Aziz Yıldırım imzası da gerekti, itibarsızlaştırma..

Son 8 yılda yüzümü en çok güldüren insan, bir de o kocaman gülüşün var ya senin, sıklıkla tekrarla.


2 Ağustos 2012 Perşembe

Klasik Sezon Açılışı


Kronik Fenerbahçe sezon açılışlarından biriyle daha başladık sezona. Toplu ve topsuz oyunda yardımlaşmanın bariz yetersiz olduğu -ki genelde pek üst seviye de olmadı- ve bazı oyuncuların tamamen etkisizliğiyle de pozisyon üretemeyen bir takım..

Vaslui'nin dinamik orta alan oyuncuları kolay top yaptırmadılar. Mehmet Topal topu ofansa iletmek için görevlendirilmiş belli ki ama 'o' topu almak için savunmanın arasına girdiğinde önünde sadece Cristian oluyor ve belki bir de iyi niyetli Alex. Solda Stoch top istiyor belki? ama çizgiye iple bağlamışlar gibi, içeriye girip ver-kaç yapmak gibi bir niyeti yok. Kuyt tempo artırmak istese de, Semih bu çabayı absorbe ediyordu.

İkinci yarı öne hareketli Kuyt, sağa ise nispeten arzulu ve kenarda beklemeyen içe kateden tarzlı Topuz girince takım biraz daha pozisyona yaklaştı. Stoch-Caner ve Sow-Topal değişiklikleriyle iyiden iyiye oyun hakimiyetini aldık. Bi' ara Vaslui'li Varela korner kullanan Alex'in yakasını bırakmak zorunda kalmıştı ve dönen topta içeriye kesen kaptanı asistle ödüllendiren Bekir oldu. 1-1.

Dinamik bir orta sahaya ihtiyaç var gibi ama dünkü sığ oyunun sebebi sadece ortadakiler değil.

12 Nisan 2012 Perşembe

Avrupa Kupaları Kupası

Fotoğraf ntvspor.net'den alıntıdır.
Biçimsiz ligde her şey bir acayip. Lig bitti ve Süper Final'e geçildi bile. Kayserispor da henüz form tutmuştu.

Alex'in yokluğundaki her maç gibi bu maç da çok zor oldu Fenerbahçe için. Kayserispor 3 diri orta saha ( Riveros - Abdullah - Furkan ) ve 2 hareketli kenar ( Amrabat - Troisi ) oyuncusuyla orta alanda Alex'in yokluğuna alışmamış Fenerbahçe orta sahasına üstünlük sağladı. Kayserispor için orta alan üstünlüğü pozisyona girmek değil pozisyon vermemek için önemliydi nitekim buldukları pozisyonlar kontra ataktandı.

Maçın ikinci yarısında doğru değişikikler ve daha istekli bir Fenerbahçe baskı yapınca Kayserispor savunmasını çözmeye başladı ve maçı 2-2 tamamladı. Penaltılarda kaleciler hep ters köşe yattılar dolayısıyla kurtarış yapamadılar ama Emir Kujovic üstten auta atınca turu geçen taraf Fenerbahçe oldu. Takım Alex'in yokluğunda klasik 4-4-2 oynarsa daha fazla verim alacak gibi.

Kupa? Fenerbahçe kupada olmasa maçlar ATV'den yayınlar mıydı? Fenerbahçe'nin uzun yıllar kazanamamış olması bu kupayı biraz olsun öne çıkarıyor. Zaten Avrupa Kupalarına gidebilecek pozisyondaki bir takım için neredeyse hiç önemi yok. Umarım kupa maçları Süper Final performansımızı çok etkilemez.

5 Mart 2012 Pazartesi

Kayserispor ve Shota

Son 4-5 sezona göre daha düşük performans sergiliyor Kayserispor. Manisa galibiyeti ile puanını 37'ye çıkarttı ve 12. sırada. Küme düşme hattıyla 8, 8. sıradaki Bursaspor ile 5 puan fark bulunuyor.

Defans ve forvet göz önünde olsa da, sezon başından beri sistemsel hatalar olduğunu düşünüyorum Kayserispor'da. 4-2-3-1 saha dizilişiyle oynayan Kayserispor, önde Gökhan Ünal tipi bir santrforla yüksek verim alamazdı, ki beklentileri karşılayamadı. Gökhan ne önde servis yapabilecek ne de bolca pres yapabilecek adamdı. Her şeye rağmen attığı 7 golle iyi katkı sağladı Gökhan. Bozuk sistemin belki de daha masum kısmındaydı. Taktik ve Gökhan birbiriyle uyumsuzdu. Emir kısmen daha uygundu o pozisyon için.

Klasik orta saha oyuncusu sorunu çekiyor Kayserispor ya da Shota. Bu sezon iyi performans sergileyemeyen Santana, aile içi sorunları da olunca devre arasında takımdan ayrıldı. Klasik 11'inde Abdullah ve Riveros gibi defansif orta saha oyuncularını kullanan Shota, bu ikilinin önünde ise 3 kanat oyuncusuyla çıkıyor, Amrabat - Sefa - Troisi. Yani orta sahada oyunu yönlendirecek futbolcusu bulunmuyor Kayserispor'un. Okay ya da Furkan tam da bu iş için uygun futbolcular. Orta sahanın ön üçlüsünde 3 kanat oyuncusu oynatmak yerine, bunlardan birinin yerine Okay ya da Furkan'ın oynaması daha doğru olmalı. Abdullah ve Riveros zaten daha çok kesici özellikleriyle ön plandalar. Gezen, pas alıp-veren, doğru yönlendirmeleri yapan biri olmayınca, topu etkili kullanamıyor, baskı kuramıyor Kayserispor. Dün Manisaspor maçının 72. dakikasındaki Troisi - Okay değişikliği ile maç bir anda 2-0'a geldi. Okay ilk golün asistini yaparken, ikinci golde de atağı başlatan isimdi. Manisa maçında Amrabat'ı ileri uçta başlatan Shota, yerine bir başka kanat oyuncusu Biseswar'ı koymuştu. Biseswar'ı henüz ilk yarı tamamlanmadan çıkarttı ve Emir'i ileri, Amrabat'ı da asıl mevkiine aldı. Shota'dan böylesi bir hata görmeyi düşünemezdim bile.

Artık klasikleşen Kayserispor-Galatasaray sorunsallarından biri daha yaşandı sezon arasında. Amrabat kadro dışı bırakıldı. Olan yine Kayserispor'a oldu ve puan kayıpları yaşadı. Ali Turan'ın yarım sezon kadro dışı bırakıldığı sezonun ilk yarısında 34 puan toplayan Kayserispor, ikinci yarısında ise 17 puan toplabilmiş ve ligi 51 puanla 8. sırada tamamlamıştı. Bir kısım kitle, yönetimin bu tutumunu takdir etse de futbolcudan maksimum verim için daha iyi çözümler düşünülebilir..

Defansta da geçmiş yıllara oranla iyi değillerdi ki uzun süre kadro istikrarını sağlayamadılar. Yıllardır süren sağ-bek sorununu Kamil Ahmet Çörekçi ile çözeceklerini düşünüyorum. Müzmin sakat Eren Güngör ise (nazar değmesin) bu sezon istikrarlı. Kayseri'nin sembol ismi, çok değerli takım için.

Şu ana kadar potansiyelinin altındaydı Kayserispor. Bence en büyük sorumlu güzel insan Shota.