21 Eylül 2011 Çarşamba

Fenerbahçeli Kadınlar


41633 açıklanan biletli seyirci sayısı. Biletsiz girenlerle birlikte 50000'i bulmuş. Sezon açılışını Fenerbahçe'den sonra en çok seyirciyle açan takım 35 bin civarıyla Galatasaray. Bir sonraki normal seyirci standartlı maçta stadı doldurması muhtemel sarı kanaryaların. Alınan kararın yanlış olduğunu düşünsem de bu görüntüler tarihe geçti. Farklı sezonda Fenerbahçeli kadınlardan tarihi destek. Tarifi fotoğraflarda...

17 Eylül 2011 Cumartesi

Gaziantepspor 1-3 Fenerbahçe

Yine kazandı Fenerbahçe, zor Gaziantep deplasmanında. 19 maçta 18. galibiyet ve yeni bir rekor; 10 maçlık deplasman galibiyeti serisi. İyi iş çıkardı takım. Bu sezon kim oynarsa oynasa da farklı mağlup olunsa da bu takıma diyecek yok. Ama oynanan futbolu da incelemek gerek.

Fenerbahçe 90 dakika boyunca olmuş bir takım görüntüsü verdi. Saha içi yardımlaşma oyunun her saniyesinde iyi seviyedeydi. Daha üst seviye için fizik olarak da bir üst seviye gerekli. Bireysel olarak herkes kendi mevkisinde savunma anlamında çok iyi oynadı. 90 dakika boyunca görev bilincini kaybetmeden  oynamaları önemliydi. Yeni transferler de çabuk uyum sağladı. Caner ve Ziegler maçın en iyileriydiler. Caner çok iyi toplar kazanıp, iyi ataklar başlattı, savunmasına iyi yardım etti. Ziegler'in ise bütün gollerde adı vardı ve defansif görevini de layıkıyla yerine getirdi. Tek sıkıntısı pas kalitesinde ama bunun da daha iyi seviyelere çıkmasını beklemek zor. Cristian'ın sürpriz koşuları vardı ceza sahası içine.

Maçı 3'e bölebiliriz. 0-34 Mehmet Topuz oyundayken, 34-58 "Uğurlu" takım ve 58-90 Bienvenu'nun oyunda olduğu bölüm.

İlk bölümde klasik 4-2-3-1 ile sahadaydı Fenerbahçe. Mehmet Topuz (sakatlığı yüzünden) dışında görevini görevini aksatan yoktu. Tabi sakatken oynaması doğru olmayabilir. Fenerbahçe savunmada iyi ama hücumda üretken değildi. 1-0 geride kapadık bu bölümü.

İkinci bölümde Mehmet Topuz'un yerine Uğur'un girmesiyle bir anda golü de bulduk. Ziegler, Alex ve Uğur'un etkin olduğu bir bölümdü. Sağ kanata biraz hareketlilik gelince daha rahat hücum edebildik. Uğur ve Caner'in kendi bölgelerinden gelen Gaziantep ataklarında ortayı üçlemeleri top kazanmamıza ve ani ataklara çıkmamıza olanak sağladı.

Üçünücü bölümde ise taktiksel değişikliğe gitti Aykut Kocaman. 4-3-3'e dönen Fenerbahçe'de Caner ortaya, Bienvenu sağa ve Alex de uca geçti. İlk 7-8 dakika uyum sağlanması için geçtikten sonra oyun kontrolünü aldık. Cristian'ın yay önünde kaptığı topu Alex'e, O'nun da Bienvenu'ya pasıyla penaltı kazandık. Ligde 25 penaltı golü bulunan Alex, bu kez kaçırdı. Yine Alex'in pasıyla orta açan Ziegler, Bienvenu'ya golü attırdı.

Aykut Hoca çok iyi yönetti takımı. Maçın son bölümünde uygulanan 4-3-3 alternatif olmaktan çıkabilir ileride. Kaptan Alex'e ayrı değinmek lazım, 300. resmi maçına çıktı. O'nun için sağ tarafa bir yere AlexMetre açmak gerekebilir. İstatistikleri kovalamak kolay değil, sürekli güncelliyor...

12 Eylül 2011 Pazartesi

Hoş Gelemedin Cangele

Genelde sezona iyi başlamasıyla bilinen Kayserispor dün Bursaspor karşısında sinik bir görüntü sergiledi. Cangele'nin sakatlanması da takımın moralini bozdu. Bu sakatlıklar tesadüf değil yalnız. Tabi Bursaspor Avrupa maçlarına filan da çıktığı için daha hazır olması doğaldır. Kayserispor ise beklentimin altında kaldı keza sezon açılışı epeyi ertelenmişti. Özellikle orta sahanın ortasının ve defansın kendi içlerinde ve birbirleriyle uyumsuzluğu Bursaspor'un ataklarına hay hay çıkardı. Hücumda Gökhan Ünal ilerde yalnız kaldı biraz ama buna kendisinin de katkısının olduğunu söylemek gerek.

Kayserispor ligin üst sıralarında olduğu son yıllarda her zaman takım savunmasıyla ayakta kaldı. Zaten bu sezonlara hep bu yüzden  iyi başlamıştır. Ama defansta uyumu kısa sürede yakalayacaktır Shota, geçen yılki savunma dörtlüsünün ilk defa birbirleriyle oynamaya başladığını hatırlarsak. Orta sahanın ortasında da alternatif isim çok; Okay, Furkan, Santana, Riveros, Abdullah ve daha ofansif olmasına rağmen Engin. Bunlardan hangi 3'ünün ilk 11'de oynayacağını kestirmek zor.

Öyle Bursaspor'un çok üstün oynadığına filan da katılmıyorum. Kayserispor bu haliyle oyunun yarısına yakın kısmında topa sahipti ama üretemedi. İlk 2 gol bireysel hatalardan yendi ama Bursaspor'un kaçırdığı pozisyonlar asıl s.o.s di. Cuma Antalya maçını kazanması moral açısından önemli.

Bu arada Bursa da Eskişehir de statlarını dolduramadılar, önemli maçlar olmasına rağmen. Yaşatılan futbol ortamının getirdiği yer burası. Bakalım, Kayserispor kaç bin seyirci toplayacak...

7 Eylül 2011 Çarşamba

Hoşçakal Lugano (Tota)


Fenerbahçe için bir defanstan fazlasıydı. Sadece fiziksel ve mental yapısıyla takıma katkıda bulunmuyordu. Profesyonelliği ve bunun devamında bu kelimeyi kullanmayı hiç sevmem ama "ruh" denen şeyi katıyordu takıma. Ruh zaten öncelikle profesyonellikten geçiyor olsa gerek. Çok gündeme gelip konuşmayı sevmezdi. Basına genelde hakkında basında çıkan dedikodulara cevap vermek için demeç verirdi. Sahada takımına nasıl bağlı olduğunu ve futbolu nasıl sevdiğini görmek zor değildi. Son sezonda Tota ile ilgili aklımda kalan en önemli sahne, Karabük'e karambolden attığı gol sonrası, topu oraya yollayan Alex'i gol sonrasında ısrarla yakalayıp sevincini paylaşmasıydı.

Diego Alfredo Moreno Lugano 5 sezonluk Fenerbahçe kariyerinde; Lig'de 125, Avrupa'da 38, Türkiye Kupası'nda 21, toplamda 184 resmi maça çıkmış. Ayrıca bu süreçte Uruguay ile de 46 maça çıkmış Tota. Ligde 22 gol-5 asist, Avrupa'da 3 gol ve Türkiye Kupası'nda da 3 golle takımına katkıda bulunmuş. Evet, bu adam defans oyuncusu...

O ve Fenerbahçe taraftarı birbirlerini çok sevdiler. Belki de zorunlu diyebileceğimiz bir ayrılık oldu. Her şey için teşekkürler Tota. Yolun açık olsun, takipteyiz.

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Topumuzu Kesmeyin

Sezon içinde sorsanız takım taraftarlarına şike vs. olaylarından en çok nem alan, dert yanacak olan açık-ara Fenerbahçelilerdi. Sezon boyunca en iyi futbolu oynayan da bariz Fenerbahçe'ydi. Ama açılan soruşturma öyle söylemiyor. Soruşturma açıldığından beri 4 kez yazmak istedim, 4'ünde de yarıda kaldı. Birileri çıkmış, sağlam temelleri olmayan bir soruşturma açma gereği duymuşlar. İşin garibi, belki de ilktir, sadece iddialar üzerinden yargıya ulaşmaya çalışıyorlar. Geçmiş yıllarda Fenerbahçe'nin de "incelensin" dediği sezonlar olmuştu ama yasa yokmuş o zaman ve biraz da kısmet olmamış. Soruşturmanın gizli yürütülememesi zaten rezillik. Ama düşününce zaten soruşturma iddialar üzerinden yürütüldüğünden garip gelmiyor. 2 yanlış 1 doğru ediyor galiba arada. "Fenerbahçe ile ilgili yeni iddialara da açığız" a da gebe soruşturmayı yürütenler. E boşa değil, Aziz Yıldırım'ın tutuksuz yargılanma isteğine "delillerin toplanamaması" yanıtı. 3 futbolcuyla 19 maçta şike yapabilmek de ayrı bir yetenek yöneticiler adına. Neyse listeye başlamayım, uzar, gider.

Süreç sıkıcı, Fenerbahçe taraftarı soruşturmayı yürütenlerden daha dik ve net duruyor ki bu önemli. Medyada ve sokakta herkes düdükleri asıp, cübbeyi taktı. Hepsine ders olsun diye ligde olduğu gibi en güzel cevabı yine Alex verdi: Soruşturma hakkında hiçbir zaman konuşmadım ve konuşmayacağım. Çünkü benim konuşacağım konu değil. Böyle bir şey yapmam çünkü her şeyden önce ben bir futbolcuyum. yazının tamamı burada
Futbolu, Fenerbahçe'yi ve  Alex'i özledim.

18 Haziran 2011 Cumartesi

Şampiyon Fenerbahçe Ülker-Final Serisi İstatistikleri


Beko Basketbol Ligi 2010-2011 sezonu şampiyonu Fenerbahçe Ülker oldu. Seriyi 4-2 kazandık. Galatasaray'a karşı kazanmak her zaman daha bir özel oluyor tabii :)

Aşağıda oyuncularımızın final serisi boyunca ortalama istatistikleri var.

NoOyuncu Süre     Sayı     Ribaund  Asist    T.Ç.    T.K.    Blok    Maç
4 Roko Leni Ukic 29:58 13.83 3.17 4.17 0.83 1.33 0.17 6
5 Erbil Eroğlu 01:13 0 0 0 0 0 0 1
7 Ömer Onan 30:21 12.33 1.83 1.33 1.33 1 0.67 6
11 Oğuzhan Turan - - - - - - - 1(0)
12 Darjus Lavrinovic 25:54 12 5.67 1.83 1.33 1.33 1.17 6
13 Sarunas Jasikevicius 15:13 7 0.83 1.33 0.33 1.67 0 6
14 Kaya Peker 15:13 2.17 4.33 0.5 0.83 0.83 1 6
21 Oğuz Savaş 18:42 11 4.83 1 0.5 1 0.33 6
22 Tarence Anthony Kinsey Jr 17:38 6 2 0 0 1 0 1
23 Can Maxim Mutaf - - - - - - - 2(0)
32 Berkay Candan 01:30 0 0 0 0 0 0 6(1)
33 Marko Tomas 23:44 7.5 2.5 2.33 0.33 0.5 0.17 6
34 Kerem Hotiç 01:43 0 0 0 0 0.5 0 2
42 Sean Gregory May 14:33 8.8 3.2 0.6 0.6 1.2 0.2 5
55 Emir Preldzic 28:52 11.83 5.83 4.83 1.17 0.83 0.5 6

Ayrıca final serisinde yer alamayan veya sezon içinde takımımızda bulunan Mirsad Türkcan, Gasper Vidmar, Lynn Terence Greer ve Engin Atsür'e de teşekkür ederiz.

Futbol, Erkek&Kadın Baketbol, Erkek&Kadın Voleybol'da şampiyon olarak 5'te 5 yaptık. 
2010-2011 sezonu için Teşekkürler Fenerbahçe

Not:İstatistikler tbl.org.tr den alınmıştır.
Not:Maç sayısının yanında parantez içinde yazan rakam, süre aldığı maç sayısıdır.
Not:Fotoğraf NTVSpor.net den alıntıdır.

3 Haziran 2011 Cuma

Alex de Souza ve 7 Yıllık Süper Lig İstatistikleri


İstatistiklere geçmeden önce Alex'in istatistiklerinin gerçeği yanılttığını söylemek lazım. O kesinlikle daha fazlası. Hani takım çok kötü olsa bile Alex'in sahada olduğu anları izlemek için bile izlenir o maç. Aykut Kocaman'ın deyimiyle "dünyanın en hızlı düşünen futbolcusu" na sahip olmak tarifsiz. 7 yıl olmuş. Yukarıdaki fotoğraf sayesinde belki son yılı görebildik, dahası +2 yıl daha hanemize kazıdık. Kaptanın zor günlerinde yanında olan eşi Daianne'ye ne kadar teşekkür etsek az. Zaten kaptanı özel kılan da sadece sahada yaptıkları değil. 

Alex'i izleme fırsatı bulduğumuz için kendimizi çok şanslı hissetmemiz gerek bence.

Alex'in 7 yıllık Süper Lig İstatistikleri



122 gol, 112 asist ve 54 asistin asisti...

Fenerbahçe ligde 2004'ten beri 509 gol atmış.Alex'in 282  golde aktif katkısı var. Oynamadığı maçlar da dahil...

STSL'de Alex asistlerini nasıl yapmış?

1.     Araya pas, orta vs. 54 asist
2.     Frikikten                29 asist
3.     Kornerden             21 asist
4.     Diğer                       8 asist(aslında asist sayılmayacak, direkten dönen vs.)

STSL'de Alex'in asistlerini yerinde en fazla izleme fırsatı bulan takımlar:

11 asist- Manisaspor
10 asist- Sivasspor
7 asist- Konyaspor, Kayserispor
6 asist- Ankaragücü, Denizlispor, Çaykur Rizespor, Trabzonspor

STSL'de Alex'in en çok asist yaptığı futbolcular:

12-Mert Nobre, Tuncay Şanlı
10-Semih Şentürk, Diego Lugano
7-Mehmet Aurelio
6-Dani Guiza

Alex'in asistleri içerde veya deplasmanda ne faydası olmuş?

İçerde oynadığımız maçlarda 60 asist yapmış kaptan. Golden sonraki farka göre dağılımı şöyle:

0 - 3 asist
+1 - 28 asist
+2 - 13 asist
+3 - 8 asist
+4 - 2 asist
+5 - 5 asist
+6 - 1 asist

Deplasmanda 52 asisti var. Golden sonra farka göre dağılım:

-1 - 2 asist
0  - 5 asist
+1 - 30 asist
+2 - 7 asist
+3 - 6 asist
+4 - 2 asist

Bu istatistik de aslında çok gerekliymiş bence, "deplasmanda yok" diyenlere.

Alex 122 gol attı ligde. Bunların dağılımı:

72-Aldığı asist sonrası
25-Penaltı
15-Karambol, top çalma vs.
10-Frikik

Alex'in asist alarak yaptığı 68 golün asistini yapanlar:

9-Semih Şentürk
6-Gökhan Gönül
5-Ümit Özat, Mehmet Yozgatlı
4-Mehmet Topuza, Dani Guiza

Bazen asistten önceki paslar belki daha değerli olabilir. Hatta asistten önceki 4., 5. pas bile etkili olabilir.

Alex ligde 54 kez asistin asistini yapmış.

2004-05 - 8 aa
2005-06 - 13 aa
2006-07 - 8 aa
2007-08 - 9 aa
2008-09 - 4 aa
2009-10 - 3 aa
2010-11 - 9 aa

Alex'in yaptığı asistin asisti organizasyonlarındaki 3'lü kombinasyonlarda, en çok gol atanlar:

11 - Semih Şentürk
6 - Tuncay Şanlı, Alex de Souza :)
4 - Deivid de Souza, Mateja Kezman

3'lü kombinasyonlarda adı en çok geçenlerse:

13 - Semih Şentürk
9 - Mert Nobre
7 - Tuncay Şanlı, Deivid de Souza, Gökhan Gönül

Asistin asisti ile 2008-09-10 yıllarındaki 2 sezonda 7 gole katkı yapabilmiş Alex.E önünde Guiza olunca... Bu yıl 9 asistin asisti yapmış.


 Edit: Daha önce sezon içinde de yayınlamıştım ama bu güncellenmiş son hali.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Şampiyon Fenerbahçe

Yorucu bir sezonu geride bıraktık. Sezonun ilk yarısında inişli-çıkışlı bir grafiğimiz vardı. Önce Şampiyonlar Liginden sonra UEFA Avrupa Liginden elendik. Yeni Malatya maçından sonra takım taraftarın da desteğiyle kendine geldi. Sezonun ikinci yarısındaki maçlara müthiş konsantre olduk. Olduk, çünkü, sadece takım değil bütün Fenerbahçe ailesi birlikte hareket etmeye başladı. Alex'in önderliğinde de 17 maçta, 16 galibiyet ve 1 beraberlikle sezonu şampiyon olarak kapadık.

O kadar çok önemli dakikalarımız var ki, bunu Mert'in penaltısı falan diye ayırmak istemiyorum. Kadrodaki çoğu futbolcunun katkısı oldu. Gökay, Okan ve Mert gibi gençlere de önem verilmesi bizim için önemliydi.

Son Sivas deplasmanına gitme fırsatı yakaladım. Tribün olarak çok iyiydik. Orada Sivasspor ile kardeş gibi geçinmeyi, beraber tezahüratlarda bulunmaya karşı oldum. Sonuçta onlar bizim rakibimiz ve biz o maçı önünde sonunda kazanmak için mücadele edecektik. Biz bize yeteriz sloganını da sevmiyorum, hoş değil. O durumda olsak da cidden hoş değil.

Alex ile de twitter'da bu sezon atacağı gol sayısı konusunda twitleşmiştik. Kaptan kariyerinde 334, Fenerbahçe'de 135 golünün bulunduğunu, kariyerini 400 golle bitirmek istediğini söylemişti. Ben de bunun için 3 sezonun gerekebileceğini ve bu yıl 160-165 golü bulabileceğini söyledim. Yani, bu yıl 25-30 arası gol atacağını. Kaptan cevap verdi: "ÇOK GOL 30". Kaptan 30 değil 3 de atsa, yeri ayrıdır, benim için Fenerbahçe tarihinin en önemli futbolcusudur. İşte linkleri: http://bit.ly/kmpirn | http://bit.ly/kbuNBt | http://bit.ly/m52qQM




Futbol bir oyun. Bu oyunu 2010-2011 sezonunda en iyi Fenerbahçe oynadı STSL'de. Bu yüzden de;

ŞAMPİYON FENERBAHÇE

3 Mayıs 2011 Salı

Kim Skora Daha Etken?

Son günlerde hakemleri tartışmaktan, şikeden vs. bahsetmekten sıkıldım ve utanmaya başladım neredeyse.Yeter yahu hiç teknik-taktikten bahseden yok.Alex çıksın her hafta futbol dersi versin, biz şike tartışalım.Sıkılmaya başladım bu durumdan.Zaten neyin ne olduğu bariz ortada.Neyse kısa bir yazı olacak.Avrupa'nın 5 büyük ligi ve SSL'de gol ve asist toplamlarının dakikaya bölümünden hangi oyuncuların yüksek verimlilikle skora katkıda bulunduklarına baktım.Gol ve asist toplamı 20'nin altında olanlar kategori dışında.

Sıra Futbolcu Süre(dk) Gol Asist Ortalama
1 Leo Messi 2683 31 21 51.6
2 C.Ronaldo 2555 29 9 67.2
3 ALEX DE SOUZA 2452 22 14 68.1
4 Van Persie 1503 15 7 68.3
5 Cavani 2832 26 9 80.9
6 Mario Gomez 2272 24 4 81.1
7 Di Natale 2694 26 6 84.2
8 Luis Nani 2500 9 19 89.3
9 Frank Ribery 1877 6 15 89.4
10 NİANG 2079 15 8 90.4

Evet, evet şampiyon olmalıyız. :p

Not:Semih'in ortalaması 1073/(10+7)=63.1 ama toplamda 20 sayısına ulaşamıyor.İstatistiklere transfermarkt dan baktım.Çok güvenilir olmasa da kendi içinde tutarlı olabilir.

21 Nisan 2011 Perşembe

Garip Oyunlar

Fenerbahçe son 10 yılda futbolda, basketbolda, voleybolda ve diğer branşlarda sürekli şampiyonluk potası içinde bulundu.Türkiye'de adının yazıldığı şampiyonaların hepsinde de kupanın en büyük adaylarından biri olarak gösterildi.Böyle olunca istenmemek daha kolay oldu.

Anadolu takımlarının ilginç tutumunu da anlamak güç.Aziz Yıldırım'ın Kulüpler Birliği başkanlığında geliştirilmedi mi bu havuz sistemi?Anadolu kulüpleri buradan sağladıkları gelirlerle daha iyi takımlar oluşturmadılar mı?Tabi ki böyle olsun, ligin kalitesi artsın.Bizim ve diğer büyüklerin de işine gelir bu, gelmelidir de.

Evet, biraz antipatik olabilir Fenerbahçe ama bazı şeyleri birbirine fazla karıştırıyoruz.Tamam, Fenerbahçe'ye nefret besleyenleri anlıyorum ama birbirlerine kardeş gibi bakmalarını anlayamıyorum.Bizim maçlara derbi gibi, en direk rakibimize tavşan atlet gibi hazırlanmalarını anlayamıyorum.Rakiplerin bize özel mücadelelerini kanıksamaya başladık.Tehlike burada.

Yönetim ve (sözde en dişli) Fenerbahçe medyası Trabzonspor'un hafta hafta rakiplerini şike iddaasıyla mı suçlasın?Bu bize yakışmaz ama ya onların yaptıkları?

Fenerbahçe şampiyon olunca şampiyonluk için mi sevineceğim yoksa diğer takımları alt ettiğimiz için mi?

1 Nisan 2011 Cuma

Nükleer Enerji?

Nükleer enerji hakkında doğru bilgilere ulaşmak mümkün mü?Çernobil'in zararları net olarak ortaya konulabildi mi?Avrupa'da neden son yıllarda nükleer santral kurulmuyor?Rusya'nın Türkiye'ye yapma ihtimali bulunan santral son teknoloji mi?Japonlar neden açıkla(ya)mıyor zararları?Atık sorunu çözülmemiş, ham madde ve ara maddelerde dışa bağımlı olduğumuz santralleri yapmak doğru mu?Nükleer santral HES'lerden daha tehlikeli mi?Bu sınırlı kaynaklardansa yenilenebilir enerji için devletin herhangi bir AR-GE çalışması var mı?(bildiğim kadarıyla yok)Devletimizin açıklamalarına göre enerjide %75 dışa bağımlı oluşumuza dayanarak enerji çeşitliliği doğru strateji mi?

Kim tasarruflu ampul kullanmaya dikkat ediyor?Saç kurutma makinesi kullanmak?Evde, işte gereksiz harcanan enerjiye karşı önlem alan var mı?Yenilenebilir enerji kaynaklarını kaç kişi az-çok araştırdı?(işi enerji olanlardan)Kaç kişi kullanıyor çatılardaki güneş ısıtma sistemleri haricinde?Peki devlet bu konuda bizi ne kadar bilgilendiriyor, ne kadar yönlendiriyor?Orayı burayı savunmak ya da sallamak bu kadar bilgi kirliliği varken çok kolay.Bilgili olmak da yetersiz, uygulamadıktan sonra.

Yeniden... Nükleer enerji hakkında doğru bilgilere ulaşmak mümkün mü?Dünya'daki sistemi etkileyen en büyük eleman enerjiyken ve konu da nükleerken, bana pek mümkün gözükmüyor.Siz ne düşünüyorsunuz?

TYEK Kulübü Güneş Aracı-Ezinç-Erü Mobil

Ben kendi adıma güneş enerjisiyle çalışan araba yapan bir ekipte bulunmaktan dolayı mutluyum.Ama bu, bir şey ürettiğimizden değil aslında, en azından gündemde tuttuğumuzdan.Bir şeyler üretememekten çok rahatsızım.
TYEK Kulübü Hidrojen Aracı-Katremobil

22 Mart 2011 Salı

Kayserispor'un Oyun Merkezi ve Furkan Özçal

Hiç kuşkusuz son 2-3 yılın en başarılı takımı Barcelona. La Masia futbol okulundan çıkanlardan ilk akla gelenler Xavi, İniesta, Fabregas, Messi, Pique, Puyol, Pedro, Bojan... Defanstan forvete ne ararsanız var. Ama ortak özellikleri de var; basit ve yeteneklerini bilerek oynama, arkadaşlarıyla iyi iletişim. Ofansta ve defansta yardım, iyiden öte "doğru" yardımlaşma.

Pas iyiden iyiye hükmediyor artık dünya futboluna. Birkaç yıl öncesine kadar aşırı defansif orta saha ya da libero ya da ne olduğu belirsiz şu sert oğlanlara aşırı bir yönelim vardı. Neredeyse "1 yetmez ağbi 2 tane oynatalım" a kadar gidiliyordu. Barcelona alt etti tabii bunları. Bu dönem hızla kapanıyor. Artık göbekte 3 orta saha daha başarılı oluyor. 1'i yine emniyet gibi ama topla da iyi hani rakibi değil topu da kesebilen, klasik orta sahaya daha yakın diğer 2'sininse oyun zekası ve topla ilişkisi daha iyi. Özellikle hücum futbolu oynamak istiyorsanız ve takımınızda buna uygun futbolcular bulunuyorsa yolunuz açık...

Kayserispor da kadrosundaki futbolcularla hücum futbolu oynamaya uygun. Ama bu 2 tane düz orta sahayla pek mümkün gözükmüyor. Selim ve Abdullah. İkisinin aynı anda sahada olması ile hücum futbolu pek uyuşmuyor. Kayserispor bu ikili ile topa sahip olmakta ve oyunu rakip yarı alanda oynamakta sıkıntı çekiyor.  Kayserispor Selim-Abdullah ikilisiyle başladığı 14 maçtan 19 puan çıkarabildi.Selim+ Furkan, Santana, Ziani ya da Moritz 4'lüsünden 2'siyle çıktığı kalan 12 maçta 24 puan topladı.Selim ya da Abdullah'dan biri ve daha ofansif olan 2 orta saha ile maçlara başlamak Kayserispor için uygun gözüküyor. Mesela Amrabat-Santana-Selim-Furkan-Ziani 5'lisi hiç fena gözükmüyor, daha önce de "şöyle olsa güzel olur" yazmıştım ama sakatlıklar izin vermiyor.

Aslında yazının konusu Furkan Özçal... Xavi, İniesta tarzı basit pas ve özellikle yardımlaşmayı yapabilen belki de en iyi Türk futbolcu. Hücumda ve defansta arkadaşına da bağlı olarak çok iyi uyum sağlıyor. Oyunu doğru yönlendiriyor, doğru pas atıyor, doğru pres yapıyor, doğru yardım yapıyor. Tabii şu an tecrübesi, fiziği vs. çok daha alt seviyede.

Kayserispor'da bu yıl ne yapmış Furkan?

6 maçta ilk 11 başladı.Kayserispor bu maçlardan 4 galibiyet 2 beraberlik ile 14 puan çıkardı. Maçlar kolay mıydı?
Kayserispor 2-0 Fenerbahçe (Santana)
Kayserispor 0-0 Trabzonspor (Santana)
Kayserispor 1-0 Beşiktaş (Santana)
Kasımpaşa   1-2 Kayserispor (Santana)
Kayserispor 3-2 İ.B.B. (Ziani)
Karabükspor 0-0 Kayserispor (Abdullah)

Parantez içindeki isim, orta sahada oynayan 3'lüden Selim ve mevzu bahis Furkan'dan sonraki 3. futbolcu. Trabzonspor maçında da neler olduğunu tekrar hatırlarsak Santana-Furkan ikilisinin uyumu daha net belli oluyor. Kısacası Shota'nın tabiriyle kendisine "Furki, Furki, Furki" diyorum (:

Sakatlıklar geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Kayserispor'u çok etkiledi.Ama görünen köy kılavuz istemez, bu takımda iyi oyuncular var. Sakatlıkların çokluğu sadece şanssızlıktan mı ibaret onu da incelemek gerek. Tek dileğim Furkan'ı daha fazla izlemek ve takımın Avrupa Kupalarına katılışına katkısını görmek.

19 Mart 2011 Cumartesi

Galatasaray 1-2 Fenerbahçe

Nereden başlayacağımı bilemiyorum.TT Arena'daki ilk derbi maçını kazanmak önemliydi.Alex'i izlemek önemliydi.

İlk yarıda Galatasaray taraftarı ve futbolcularının ligdeki pozisyonlarından dolayı maça hırslı bir giriş yapmaları son 7-8 maçın o alışıldık ilk 30 dakika baskısını kurmasını engelledi, Fenerbahçe'nin.Aslında maçtan önceki söylemlerin aksine kazanmaya daha çok ihtiyacı olan Fenerbahçe'ydi.Galatasaray'ın kaybedecek ya da kazanacak bir şeyi yok.Maçın ikinci yarısında Fenerbahçe, Aykut Kocaman'ın devre arası yaptığı konuşmalarında etkisiyle(via @Alex10combr ) kontrolü ele aldı ve galip geldi.

TT Arena'da önce Alex'in tarifsiz kafa golü sonra ufak bir sessizlik ve ardından Fenerbahçe taraftarının "milonlarca taraftar yanyana, tarih yazar hep beraber kol-kola..." tezahüratıyla tüyler 2 saniye gibi diken diken oldu ve galiba mutlulukta, huzurda en uç noktaya ulaştım.Benim için maçın en önemli dakikasıydı.

Alex için, Alex'im için iyi bir sözcük yazarı olmadığımdan onun da "Türkçe'yi çok iyi bilmiyorum, bu yüzden konuşmuyorum, saygısızlık etmek istemiyorum" mantığından yola çıkarak hakkında yeni yeni benzetmeler yapmak istemiyorum.Her zaman dediğim gibi "bilge adam" Alex'i izleme fırsatımız olduğu için çok özel insanlarız.

11 Mart 2011 Cuma

Şekip Mosturoğlu'nun Açıklamalarına Dair

NTVSpor.net den alıntıdır
Yapılmasın diye dualar etsem de kendi adıma, Fenerbahçe de açıklama yaptı son günlerdeki "kadınlar günü dedikoduları" tadındaki söylemlerle ilgili.

Klasik işleri yolunda olan takım açıklamalarına benzerdi.Bu tür açıklamaların her zaman zarar vereceği aşikar.Fenerbahçe'yi gerçekten bu açıklamalar doğrultusunda farklı kılan, bu yıl biraz daha iyi yönde yol (ya da ders) almış olması.Sadece bugün için söylemiyorum, geçmiş için.Mesela, cidden sezon arasında Aykut Kocaman'ın hatayı kendilerinde aramaları gerektiğini savunduğu için ki o zaman 9 puan gerideydi Fenerbahçe...Aslında önde olma-olmama da değil, 3-4 maç arka-arkaya kazandıysan sorun yok.Çünkü, 20 puan geride de olsanız, en azından "gelecek yıla umutla bakıyoruz" diyebiliyorsunuz.

Şekip Mosturoğlu'nun açıklamalarında "biz esnek kulübüz, böyle ufak-tefek oyunların peşinde olmayız" gibi görünmeye kasma vardı, bariz.Artık bu işlerin bir an önce bırakılması gerekiyor...

Ha, açıklamaların sonunda güzel bir şey söyledi Şekip Mosturoğlu:
İslam Çupi’nin dediği gibi "Şampiyon olmak mümkün, Fenerbahçe olmak imkansız"...

9 Şubat 2011 Çarşamba

Bilge Adam'la 2 Yıl Daha


2 yıl daha bizimle birlikte büyük kaptan, bilge adam, profesör, kralex, doktor ve daha nice nitelikleriyle...

Alex sevgisi bir başkadır...
Belki 30 yıl sonra siz, Messi diyeceksiniz ama bizim aklımıza Alex gelecek.Siz Maldinilerin, Maradona-Agüero ürünün yenilerini araştırırken, biz Alex'in oğlu Felipe'nin ismini yazacağız arama motorlarına.Arama motoru kalır mı o döneme, o ayrı.Sırf Alex Fenerbahçe'de oynadığı için babama teşekkür ederim ki beni Fenerbahçeli yapmış.

2 yıl daha izleyeceğiz, yaptıklarıyla, söylemleriyle yeri geldiğinde gözlerimizden yaş gelmesine sebep olan kaptanı.Birileri yine sallayacak, biz yine destekçisi olmaya çalışacağız.Kim bilir kaç kez daha hayran kalacağız, oynadığı futbola, sürdüğü hayata.

"Ben Alex'ten benim veya herhangibirimiz kadar Fenerbahçeli olmasını beklemiyorum, ama burada olduğu sürece bu kulübün, bu camianın özellerini ve güzellerini öğrenip onlara saygı göstermesini kendime saygı gösterilmiş olması olarak algıladığım için ve bu saygıya pek sık maruz kalmadığım için kendimi şanslı hissediyorum bir kez daha." Barış Gerçeker

6 Şubat 2011 Pazar

Handikaplı Taktisyen Shota

Fotoğraf Mehmet Cihat Gündoğdu'ya aittir.
Kayserispor ligde bu maça kadar, oynadığı maçların son 10 dakikasında attığı gollerle 8 puan kazanmıştı.Bu maçla , bu sayı 10'a yükseldi.Bireysel olarak Zalayeta'nın son dakikalarda attığı gollerle 5 puan kazanılmasına katkı yaptığı görülüyor bu anlamda.Tecrübe böyle bir şey galiba.

Yeni transferlerin uyum süreci ve sakatların eksikliği etkiliyor takımı.Sezon başından bu tarafa sürekli ilk 11'de başlayan Mehmet Eren ve Souleymanou yoktu bu maçta.Belki daha da önemlisi geçen hafta çıkan 11'den 4 farklı futbolcu sahadaydı maç başlarken.İlk yarıda oyun dizilişi kısmen Barcelona'ya benzeyen Kayserispor'da Xavi-İniesta ikilisinin, orta sahayı, takımı kontrol eden ikilinin uyum sorunu dikkat çekti.Takıma yeni katılan Ziani ve sakatlıktan yeni dönen Santana arasındaki bu uyumsuzluk beklenebilirdi.Böylece kanatlara aktif olarak top taşınamadı ve istenen seviyede top tutulamadı.Bu bölgede mental olarak üst seviyede olan Furkan'ın gelecek yıllarda o bölgenin 1. elemanı olması muhtemel.

2.yarıda Kayserispor, Shota'nın handikaplı taktisyenliğinin avantajıyla maçı çevirdi.En iyi olduğu bölgede oynamayan Ömer, çok çizgide kalıyor, oyun alanını genişletiyor ve pas akışı iyice çıkmaza giriyordu.Biraz daha orta saha futbolcu gerekiyordu ki 2. yarının başında kenar çizgide Moritz'i gördük.Ziani ile değişerek oynamaya başladı, Moritz.Böylece takım daha rahat pas yapmaya başladı.Moritz ile Ziani yer değiştirince, orta sahadaki koordinasyon bozukluğu da kısmen giderilmiş oldu.Ankaragücü de iyice geriye çekilince, Shota oyuna 2. forveti aldı ve 4-4-2'ye döndü.İleriye atılan toplar artık kolay kolay geri gelmiyordu, Emir Kujovic sayesinde.Ardından da goller geldi.Maçı kazandıran Shota oldu.Bu maçla çok önemli uyum sorunlarını da aştı Kayserispor.Yenilerin ve sakatlıklardan dönenlerin uyum süreci için önemliydi.Ama yetmez, biraz daha sabretmek gerekiyor.Önemli olan bu maçı kayıpsız atlatırken, çok şey kazandı Kayserispor.

27 Ocak 2011 Perşembe

futbol

5 saat sonra fenerbahçenin maçı var.fenerbahçemin maçı.
maç için çok heyecanlı gözükmüyorum şimdilik.eskiden maç günü daha farklı olurdum.
heyecanımı kaybettiren şeyin oynanan futbolla veye takımla ilgisi olduğunu düşünmüyorum.başka şeyler
"futbol asla sadece futbol değildir" var ya, hep bu yüzden.futbol sadece futbol olabilse
mesela gs yeni stadı açıldı mı? emin değilim, emin olmak istiyorum
futbolu yönetenler sanayici olmasın, iş adamı olmasın, onlar ciddi adamlar futbolsa oyun
çocukken mesela maç yapardım sabah 10'dan akşam 7'ye kadar yaz ayları boyunca.yenilsem üzülürdüm, çünkü ben her maç kazanmak için oynardım ama her şey biterdi o gün.yeni gün yine aynı heyecanla kalkar yine maçlar yapardık
şimdi öyle değil, yenilince daha motive falan oluyor futbolcular, bunun tek sebebi de futbolun sanayileştirilmesi
o hooijdonklu dönemden beri geri gidiyoruz sanki, o zaman başkanlar biraz daha amatördü, şimdi profesyoneller, çok profesyonel
son zamanlarda gazoz ligini takip ediyorum, herkese tavsiye ederim.maçtan önce atışıp maç sonunda kardeşler, çocukken yaptığım maçlardaki gibi

futbol oyundur, saklambaç gibi, fazlası değil

14 Ocak 2011 Cuma

Karim Ziani ve Nordin Amrabat'la Kanatlar Uçuşa Hazır

Kayserispor, ara transfer sezonunun Beşiktaş ile birlikte en hızlı takımı.Nordin Amrabat, Emir Kujovic ve son olarak da Newcastle ve Galatasaray'ın da yakın takibe aldığı 28 yaşındaki Karim Ziani.Bu sezon geçmiş yılların aksine 2.yarıda amaçsız bir takımdan daha fazlasını izleyeceğimiz kesin...

Özellikle Shota'nın yerleştirmek istediği oyun anlayışına yatkın transferler olarak gözüküyor.Kanatlara yapılan 2 yeni takviye ile kanatların uçuşa hazır olduğunu söyleyebiliriz, keza Amrabat ve Karim çok süratli futbolcular.

Son transfer Karim Ziani'yi biraz değerlendirmek gerekirse Fransa'da doğup Cezayir milli takımını seçen nadir futbolculardan.Troyes'de başlayan profesyonel kariyerini Lorient'te iyi bir ivmeyle sürdüren Karim daha sonra 2.000.000€ bonservis bedeliyle Sochaux'ya geçti.Sochaux'da 2006-2007 sezonunda çok iyi performans sergiledi.Oynadığı 38 maçta 8 gol atarak Fransa'da iyi bir isim yaptı.Keza sezon sonunda 8.000.000€ bonservisle Marsilya'ya transfer oldu.Marsilya'da ilk sezon isteneni veremese de 2. sezonunda yeniden çıkışa geçti.Ayrıca Marsilya'da takımdaki tek Cezayirli olarak arkasında iyi bir taraftar desteği vardı.Fransa'da yaşayan Cezayirlilerin o dönem gözdesiydi.2009-2010  sezonunda, bir sezon önceki performansının etkisiyle 7.000.000€'ya BundesLiga şampiyonu Wolfsburg'a transfer oldu.Geçen 1,5 yıl boyunca Wolfsburg'ta bir türlü tutunamadı.Geldiği ilk günlerde kendisiyle birlikte takımdaki 2 müslüman oyuncudan biri olan Edin Dzeko ile Ramazan ayındaki kavgası epeyi dikkat çekmişti.2009 yılı sonunda Alman Bild gazetesi tarafından yılın en kötü 10 transferi listesinde yer aldı.Son Dünya Kupasında Cezayir Milli takımı ile bütün maçlara(3) ilk 11'de başladı.Bu sezon Wolfsburg'da sezonun başı dışında fazla forma şansı bulamadı.3'ü ilk 11, 4 BundesLiga maçında oynarken bir kez de kupada oynadı. Ve şimdi Kayserispor'da.Resmi açıklama tam olarak gelmese de, sezon sonuna kadar kiralık, sezon sonunda 2.500.000€ bonservis bedeliyle satın alma opsiyonu Kayserispor'da.Her ne kadar son 1,5 sezondaki düşüşü soru işareti olsa da kendini kanıtlamış bir oyuncu Karim.Ayrıca kariyeri boyunca ağır sakatlıklar geçirmemiş.Genelde kanatlardan driblinglerle etkili, hızlı, teknik bir futbolcu.Amrabat'la birlikte kanatlarda 2 hızlı futbolcunun Shota'nın oyun sistemine daha uygun olduğunu söylemek gerekir.Kaptan Mehmet Eren de kanatlardaki hızlı futbolculardan biri tabii ki.Karim'in kişisel başarıları:

  • 2004 : Afrika Kupasında, altın ilk onbire seçildi.
  • 2005, 2006, 2007 : En iyi Cezayirli Futbolcu Ödülü
  • 2006 : Ligue 2'nin en iyi oyuncusu seçildi.
  • 2006, 2007 : Cezayir altın topunu kazandı.(wikipedia'dan alıntıdır)

  • Amrabat ve Karim oyun stilleri birbirine benzeyen oyuncular.Karim daha mücadeleci, Amrabat gole daha yakın.Yani Karim Amrabat'a oranla daha orta saha, Amrabat ise daha hücum.Geçenlerde bulduğum Amrabat'a ait bir scout raporunu paylaşmak istiyorum.

    Sky Sports, Nothan Roberts'tan Nordin Amrabat Scout Raporu(24 Mart 2009)
    Nordin Amrabat Hollanda Eredivisie oynayan en genç yeteneklerinden biri.Amrabat uzun mesafeli çok iyi dribblinglere sahip.Dengesi ve fizksel gücü, rakiplerinin onun pozisyonunu bozmasını zorlaştırıyor.Sadece 4 yıl önce amatörken, şu an PSV gibi güçlü bir kulübün ihtiyaçlarına cevap verebilecek kapasitede.Şimdi Amrabat Şampiyonlar Liginde top sürme becerilerini sergiliyor.Artık en üst düzey futbol için yeterli zihinsel güce sahipse, Hollanda'nın yeni yıldızlarından olması kaçınılmaz.
    Şut             :8/10
    Pas            :8/10
    Mücadele   :5/10
    Kafa vuruşu:6/10
    Hız            :9/10
    Vizyon       :8/10
    Yetenek     :7/10
    Potansiyel yetenek:9/10
    Genel scout derecesi:60/80
    Şimdiki değer:5.000.000£
    Potansiyel değer:18.000.000£


    Ve diğer transfer bu 2 ismin önünde oynayacak olan Emir Kujovic.Pozisyon bilgisi, bitiriciliği, uzun boyuna rağmen top hakimiyeti dikkat çeken özellikleri.Stil olarak Edin Dzeko'ya benzetiliyor.Bir röportajında:"Ben yeni Dzeko muyum?Daha önce de Johan Elmander'e benzetilmiştim ama herkesin beni Kujovic olarak bilmesini yeğlerim" demiştir.

    Transferler iyi, takım iyi, herşey yolunda kulüp adına, sıra taraftarda...

    Bu yazı kayserispor.org da yayınlandı.

    10 Ocak 2011 Pazartesi

    Fifa Ballon D'Or 2010

    Fifa Ballon D'or 2010 ödülleri sahiplerini buldu.

    Fifa Ballon D'or 2010 Yılın Futbolcusu Lionel Messi
    Diğer adaylar Xavi ve İniesta'ydı.Ama aralarından birini izlemek için TV'yi en erken açacağım Messi olurdu.Benim için güzel oldu...


    Fifa Ballon D'or 2010 Yılın Teknik Direktörü Jose Mourinho
    Hiç şüphesiz fazlasıyla haketti.Kendi sahasında bulunduğu takım farketmeksizin yenilmeme ve Şampiyonlar Ligi'ni kazandı İnter'le.

    Fifa Ballon D'or 2010 Frencs Puskas Yılın Golü Hamit Altıntop (Kazakistan 0-3 Türkiye 2.gol)
    Hamit için çok sevindik.Gol konusu biraz daha kişiseldir.Adaylar arasında çok öne çıkan gol yoktu bana göre.

    Fifa Ballon D'or 2010 Yılın 11'i
    Casillas, Puyol, Pique, Lucio, Maicon, İniesta, Xavi, Sneijder, C.Ronaldo, David Villa ve Lionel Messi

    9 Ocak 2011 Pazar

    Transfer Yapılmalı mı?


    Fenerbahçe sezon arası yine transfer yapmayacak gibi gözüküyor.Peki ya gerekli mi?

    Özellikle son 3-4 yıldır Fenerbahçe'nin karakteri haline gelmeye başladı, transfer döneminde yapılsın mı yapılmasın mı diyerek, dönemi transfersiz atlatmak ya da bazı mevkileri yeterli görmek.Bu döneme istisna olarak sadece bu sezon başlangıcı gösterilebilir.O da Aykut Kocaman'ın takım yapısını değiştirmek istemesinden kaynaklı.Sanki bu transfer döneminde de çok yeterli olmayan ama idare edebilecek mevki ya da mevkilere transfer yapmadan geçiştirilecek gibi.

    Evet, benim aklımdaki mevki ön-libero.Bu aslında biraz da tartışma konusu.Emre'nin yanına transfer olan oyuncuların hepsinin de kötü performans göstermesi ya da bu sebeple takımdan gönderilmesi tesadüf mü?Emre'nin çok önde oynaması ve yanındaki futbolcunun kontrol etmesi gereken bölgenin artmasına paralel performans düşüklüğüne kimse tamamıyla "hayır" diyemez.Ama Cristian'ın da bunlarla tamamen alakasız, sahada zaman zaman kafasına göre hareket ettiğini ve yeterli güçte olmadığını da inkar edemez.Cristian'ın benim gözümde herhangi bir önliberoya karşı tek avantajı biraz daha iyi olan sezgileri.Ama bu diğer eksiklerini tamamen kapatmak için yeterli değil.Oynarsa en fazla idare edebileceğini düşünüyorum.

    Bu bölgeye fiziksel olarak çok güçlü, topla iyi olmasından ziyade futbol zekası iyi, mümkünse(burası biraz extra) de uzun bir futbolcu transferi benim kafama yatkın gözüküyor.

    Yönetimimizin son 3-4 yıldaki klasik politikası ve Aykut Kocaman'ın da, futbolcuların tek maçlık performanslarına göre transfer için karar vermesi, transferi yine mümkün kılmayacak gibi.Son maçlarda kaçan şampiyonluklar göz önüne alınıp, daha net kararlar alınması gerekebilir.

    Sonuçta, gerek Aykut Kocaman, gerekse Aziz Yıldırım'ın NTVSpor'daki değerlendirmelerine bakarak onlara güvenmek zorundayız.Sıra futbolcularda...